Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir ayrıldı mı?

OnurAkayMedya/Gazete Cep - Cepte Magazin

Son dönemde hem ekranlarda hem de özel hayatlarında birçok konuşulan isim olan Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir, “Yalı Çapkını” dizisindeki başarılı performanslarıyla dikkat çekmişti.

Dizideki uyumları gerçek hayata da yansıyan çift, bir süredir ilişkileriyle gündemdeydi. Ancak son günlerde çiftin ayrıldığına dair iddialar ortaya atıldı.

Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir’in İlişki Süreci

Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir, “Yalı Çapkını” dizisinin çekimleri sırasında yakınlaşmış ve bu yakınlık zamanla özel hayatlarına da yansımıştı. Çift, bir süredir ilişkilerini sosyal medyada da paylaşıyor ve hayranlarının büyük beğenisini topluyordu. Ancak son dönemde birbirlerini takip etmemeleri ayrılık iddialarını gündeme getirdi.

Hayranların Tepkisi

Çiftin hayranları, sosyal medyada ayrılık iddialarına dair tepkilerini dile getirirken, bazı hayranlar bu iddiaların doğru olmadığını ve çiftin sadece yoğun iş temposu nedeniyle birbirlerine daha az vakit ayırdığını savunuyor.

Ayrılık İddiaları Nasıl Başladı?

Ses sanatçısı ve magazin yazarı Onur Akay konun detaylarını kaleme aldı. Akay’ın konu ile ilgili köşe yazısı haberimizde…

Mert Ramazan Demir Kimdir?

Mert Ramazan Demir: Tutkunun Naif Gizemliliği ile Yükselen Bir Yıldız

İstanbul’un köyünden Türkiye’nin ekranlarına uzanan bir yolculuk: Mert Ramazan Demir, oyunculuk tutkusu ve samimi kişiliğiyle dikkat çekiyor. İşte onun ilham veren hikayesi ve gelecek hayalleri!

25 Kasım 1998’de İstanbul’un Şile ilçesine bağlı bir köyde dünyaya gelen Mert Ramazan Demir, beş erkek kardeşin en küçüğü olarak büyüdü. Annesi ev hanımı, babası ise ticaretle uğraşan Demir, lise yıllarına kadar Şile’de yaşadı. Oyunculuk tutkusu, 17 yaşında Denizli’de abisinin yanında kalırken başladı. İlk kez Hamlet’i okuyup oynadığı o günler, onun için bir dönüm noktası oldu.

Eğitim hayatında Dialog Anlatım İletişim ve Michelle Danner Acting Studio’da oyunculuk eğitimi alan Demir, 2016 yılında “Muhteşem Yüzyıl Kösem” dizisinde küçük bir rol ile ekranlara adım attı. Ancak asıl çıkışını 2020 yılında “Öğretmen” dizisinde canlandırdığı “Ateş” karakteriyle yakaladı. Ardından “Yalı Çapkını”ndaki Ferit Korhan rolüyle geniş kitlelerin sevgisini kazandı.

Mert Ramazan Demir, oyunculuğa olan tutkusunu “Tutkunun naif gizemliliği” olarak tanımlıyor. Hayatta zevk aldığı anların peşinden gitmeyi seven Demir, bu tutkusunun bazen kendisini yorduğunu da itiraf ediyor. Özellikle bir kısa film projesinde hem oyuncu hem de prodüksiyon sorumluluğu alarak yaşadığı deneyim, onun için hem öğretici hem de yorucu oldu.

Sinema ve internet dizilerine büyük ilgi duyan Demir, gelecekte kendi projelerini üretmek istiyor. “Hayatı dolu dolu yaşamak ve yeni deneyimler kazanmak benim için çok önemli” diyen genç oyuncu, Daniel Day Lewis ve Leonardo Di Caprio gibi usta isimlere hayranlık duyuyor.

Sporla iç içe bir yaşam süren Demir, basketbol, futbol, yüzme ve boks gibi aktivitelerle formunu koruyor. Aynı zamanda beslenmesine de özen gösteriyor. Set aralarında ise film izleyerek veya uyuyarak dinlenmeyi tercih ediyor.

Mert Ramazan Demir’in gelecek projeleri arasında “Metruk Adam” dizisindeki Baran karakteri yer alıyor. Kendi yazıp oynayacağı projelerle üretim sürecine daha fazla dahil olmak isteyen Demir, Türk sineması ve dijital platformlarda daha fazla yer almayı hedefliyor.

Ailesi:  5 erkek kardeşin en küçüğü olarak İstanbul Şile’nin bir köyünde doğdu büyüdü.  Annesi ev hanımı babası da ticaretle uğraşıyor. Lise sona kadar Şile’de yaşadı. 

Çocukluk Yılları: ‘Ben oyuncu olacağım” fikrini ilk kez 17 yaşındayken aklından geçirdi. “O dönemde Denizli’de üniversite okuyan abimin yanında yaşıyordum. Bir tiyatro oyununu okuyor ve aynı zamanda da oynuyordum. O oyun? Tabii ki Hamlet’ti… Bu anı hatırladığımda çok organik gelir bana hep, çok dürüst bir merak var o anda. Kendi kendime rol yapmaya çalıştığım… ilk an o sanırım.”

Eğitim Hayatı: Dialog Anlatım İletişim ve Michelle Danner Acting Studio’da eğitim aldı.

Hayatının Dönüm Noktası: Hayatının tüm sorumluluğunu omuzlarına aldığı zamanı, yaşamının dönüm noktası olarak görüyor. “İlk deneme çekimimi tam hatırlamıyorum elbette ama o dönemlerle ilgili heyecanımı hatırlıyorum. Her gittiğim deneme çekimi benim için büyük heyecandı. Ama menajerim Tümay Özokur’un bana destek olması benim için büyük şanstı. O heyecan hala var ve yıllar sonra da olacak.  Şimdi geçmişi düşündüğümde tek başıma yaşamaya başladığım dönem hayatımın rönesansı gibi görünüyor gözüme, hayatımın tüm sorumluluğunu omuzlarıma aldığım zaman, benim dönüm noktam.”

Oyunculuğa İlk Adım:  Televizyon macerasına, 2020 yılında yayınlanan ‘Çıplak’ dizisinde canlandırdığı ‘Cem’ karakteriyle başladı.

Hangi Proje İle Parladı? ‘Öğretmen’ dizisinde canlandırdığı ‘Ateş’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik Özellikleri: Onu hiç tanımayan birine kendini anlatmak istese şu üç kelimeden oluşan tamlamayı kullanacağını belirtiyor; “Tutkunun naif gizemliliği!”

Sosyal: Set olmadığı zamanlarda gününü bazen sadece uyuyarak, bazen de tüm gün film izleyerek geçiriyor. “Set olduğu zamanlar sadece sete konsantre oluyorum ve o gün başka bir şey yapmıyorum.”

Düşünce Yapısı: Hayatta zevk aldığı anların peşinden gitmeyi seviyor. “Yani mesela sevdiğim ve içinde olmak istediğim bir şey var, ama benim için sonuçlarından emin değilim ya da çok meşakkatli bir yol olduğunu düşünüyorum; önemli değil eğer ben orada olmak istiyorsam tüm sorumluluğu alıp sonuna kadar giderim. Bu sevdiğim bir özelliğim. Ancak kötü özelliğim de bunun içinde gizli. Mesela geçen yaz bir kısa filmin başrolünde oynadım. Filmi arkadaşlarımla birlikte yapıyorduk ama sonuçta ben bir oyuncu olarak oradaydım. İşler istenildiği gibi gitmedi ve ben kendimi hem cast, hem prodüksiyon, hem de oyunculuk yaparken buldum. Beni çok yoran bir sorumluluğun altına sırf o rolü oynamak için girdim. Pişman oldum mu bilmiyorum, filmi daha izleyemedim ama bu bir şeylerin peşinden gitme durumu beni hem heyecanlandırıyor, hem de yıpratabiliyor. Ama günün sonunda hayatın zaten böyle bir şey olduğunu düşünüyorum. İyi ve kötü her şey iç içe…”

Mutluluk Kaynağı: Hayatta, çevresindeki bazı insanlarla kurduğu dostluk bağı en büyük mutluluk kaynaklarından biri.  “Çevremdeki insanları düşündüğümde, birbirinden çok farklı karakterler olduğunu fark ediyorum. Bu benim her bir arkadaşımdan farklı şekilde beslendiğim anlamına geliyor ve benimde onları farklı şekillerde besleyebildiğim… Değerli olan ve beni heyecanlandıran bu. Tabii ki hayatıma kısa dönem girip çıkan insanlarda var, ama güçlü bağlar kurduğum tükenmeyecek dostluklar da var. Ben samimi ve naif olan her şeyin yanındayım.”

İlk Sinema Filmi: Onur Bilgetay/ UFO

Hayata Bakışı: Hayatın kendisini tüketmenin peşinde, yeni hisler ve deneyimlerden heyecan duyuyor. “İşimin ve bu hayat tüketiminin sonundaki tatmin beni mutlu eder. Duygusal sayılırım ama çok melankolik biri değilim.  Kendimi geliştirmekte olduğum tutkum hayat diyebilirim. Oyunculukta buna hizmet ediyor benim için. Ne yazık ki spesifik örnekler veremiyorum çünkü büyük resimde asıl tutkunu olduğum şey bir kere yaşayacağım bu hayat deneyimini dolu dolu tüketebilmek.”

İş Hayatına Bakışı: Role girmeden önce genelde müzik dinliyor. “Ama bunu bir metot olarak uydurmuş değilim. Bir şekilde sahneden önce bunu yaparken buluyorum kendimi. Ama tabii ki, oraya gelmeden önce çalışabildiğim kadar çalışıyorum rolüme. Çalışmak beni kapının eşiğinde getiriyor. Sahne öncesi müzikle sağladığım konsantrasyon ise kapıdan içeri sokuyor. Bir karaktere hayat vermenin en heyecan verici yanı, ona istediğim gibi şekil vermek. Ben bir karaktere büründüğüm andan sonrasıyla daha çok ilgileniyorum aslında, tabi ki senaryonun gerekliliklerini göz ardı etmeden karakterin içinde gezinmek ve onun içinden de başka bir mizah çıkartabilmek beni en çok heyecanlandıran şey.”

Kariyer Planı: Kariyer çizgisinde asıl var olmak istediği alan, sinema!.. ”Ardından ise daha özgür olduğunu düşündüğüm ve dünyanın yöneldiği yer internet geliyor. Televizyon sınırları belli ve arkaik kalmış; formülüze olmuş bir alan. Bu mesleği yapmıyor olsam da sinema ve internet ilgimi daha çok çekerdi.”

Gelecek Hayali:  Oyunculuğa dair çok fazla hayali var. “Bunları realize etmek için çok fazla çalışmam gerekiyor. Zihnimi, bedenimi ve ruhumu bu hayallerime hazır hale getirmeliyim; spesifik bir cevap veremem, ama işin sonunda tüm kreatif kontrolün bende olduğu işler yazmak ve oynamak istiyorum. Üretimle geçmiş bir hayatın hayalini kuruyorum. Yazmak, bir araya getirmek ve oynamak. Amacım üretmek.”

Kadında Çekicilik Kriteri: Duru, olduğu gibi ve aktif kadınları çekici buluyor.

Formunu Nasıl Koruyor: Basketbol, futbol, masa tenisi, yüzme ve boks gibi sporun birçok dalı ile ilgileniyor aynı zamanda beslenmesine de dikkat ediyor.

Kimlere Hayranlık Duyar: Yabancı aktörler Daniel Day Lewis ve Leonardo Di Caprio’ya hayranlık duyuyor.

Afra Saraçoğlu Hakkında Bilinmeyenler: Hayatı, Kariyeri ve Merak Edilenler

Genç yaşta oyunculuk dünyasında adından söz ettiren Afra Saraçoğlu, hem yeteneği hem de samimi kişiliğiyle dikkat çekiyor. İşte onun hayatına dair bilinmeyen detaylar ve merak edilen soruların cevapları…

Afra Saraçoğlu, 2 Aralık 1997’de Balıkesir’in Edremit ilçesinde dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren oyunculuğa olan tutkusuyla tanınan Saraçoğlu, kariyerine hızla yükselerek Türk televizyon ve sinema dünyasının önemli isimlerinden biri haline geldi.

Çocukluk Hayali ve İlk Adımlar

Afra Saraçoğlu, çocukluğundan beri oyunculuğu hayal ediyordu. Evde kendi senaryolarını yazıp, kostümler dikerek bu hayalini canlandırıyordu. Annesinin desteğiyle Özcan Deniz’in yönettiği “İkinci Şans” filmiyle kamera karşısına geçti ve oyunculuk kariyerine resmen başladı.

Yükselen Kariyer ve Unutulmaz Roller

Saraçoğlu, “Fazilet Hanım ve Kızları” dizisinde canlandırdığı Ece Çamkıran karakteriyle geniş kitleler tarafından tanındı. Ancak asıl çıkışını, “Yalı Çapkını” dizisindeki Seyran Şanlı rolüyle yaptı. Bu rolle hem eleştirmenlerden övgü aldı hem de seyircilerin kalbini kazandı.

Özel Hayatı ve Kişisel Özellikleri

Afra Saraçoğlu, annesiyle olan yakın ilişkisiyle biliniyor. Küçük yaşta babasından ayrılan Saraçoğlu, annesi Lütfiye Saraçoğlu ile adeta bir arkadaş gibi büyüdü. Duygusal ve olgun bir kişiliğe sahip olan oyuncu, gece hayatından uzak durmayı tercih ediyor.

Hobileri ve İlgi Alanları

Saraçoğlu, boş zamanlarında seyahat etmekten, kitap okumaktan ve spor yapmaktan keyif alıyor. Ayrıca PlayStation oynamayı da sevdiğini sık sık dile getiriyor. Doğal ve sade bir yaşam tarzını benimseyen oyuncu, makyaj ve saç bakımında da doğal ürünleri tercih ediyor.

Gelecek Hayalleri ve Kariyer Hedefleri

Afra Saraçoğlu, kariyerinde her zaman daha iyisini hedefliyor. Psikolojik derinliği olan karakterleri canlandırmak ve sanat filmlerinde yer almak istediğini belirtiyor. Ayrıca tiyatro ve sinema alanında kendini geliştirmeye devam etmek istiyor.

Sosyal Medya ve Hayranlarıyla İlişkisi

Afra Saraçoğlu, Instagram hesabı @afrasaracoglu üzerinden hayranlarıyla sık sık etkileşimde bulunuyor. Paylaşımlarında samimi ve içten bir dil kullanması, onun hayranları tarafından sevilmesinin en büyük nedenlerinden biri.

Afra Saraçoğlu, genç yaşına rağmen oyunculuk kariyerinde önemli başarılara imza attı. Hem yeteneği hem de çalışkanlığıyla gelecekte de adından söz ettirecek bir isim olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir ayrıldı mı?

Okumak İçin: BURAYA TIKLAYIN