OnurAkayMedya/Gündem Haberleri
Dr. Burak Umut Geyikçi'nin YouTube kanalında yayınlanan "Umutla Geyik Muhabbeti" programının son bölümünde, programın daimi konuğu olan uluslararası finans danışmanı ve OnurAkayMedya yazarı Engin Civan, dünya ve Türkiye gündemine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Donald Trump'ın 2024 Başkanlık Seçimlerine Hazırlığı ve Olası Etkileri
Programda, Donald Trump'ın ABD'de 2024 başkanlık seçimlerini kazanmasının olası nedenleri üzerine dikkat çekici değerlendirmeler yapıldı. Trump'ın kabine tercihleri, politik öncelikleri ve bu bağlamda Dr. Mehmet Öz'ün sağlık teşkilatının başına geçme ihtimali masaya yatırıldı. Ayrıca, Elon Musk'ın federal bürokrasiyi azaltma hedefleri üzerinde duruldu. Musk'ın girişimci yaklaşımlarının kamu yönetimine olası etkileri ve modern ABD bürokrasisini nasıl şekillendirebileceği sorusu gündeme geldi.
Türkiye-ABD İlişkileri: F-35 ve Bölgesel Politikalarda Yeni Dönem
Türkiye-ABD ilişkileri, özellikle F-35 projesi, NATO üyelik süreçleri ve bölgesel politikalar üzerinden kapsamlı bir şekilde ele alındı. Trump'ın politikalarından Daron Acemoğlu'nun ekonomi teorilerine ve Nobel ödüllerinin anlamına kadar geniş bir yelpazede konular ele alındı.
ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM: TRUMP'IN GERİ DÖNÜŞÜ TÜRKİYE'Yİ NASIL ETKİLER?
Engin Civan, ABD'de Trump'ın yeniden seçilmesinin Türkiye üzerindeki olası etkilerini değerlendirdi. Türkiye'de sıkça dile getirilen, "Trump'la ilişkilerimiz daha iyi olabilir" algısını ele alan Civan, bu durumun beklendiği kadar olumlu olmayabileceğini ifade etti. Civan, Trump’ın İran’a karşı sert bir politika izleyebileceğini belirterek, bunun Türkiye’yi zor bir duruma sokabileceğini söyledi. Türkiye’nin, İran ile yüzyıllardır süregelen barışçıl ilişkilerine dikkat çeken Civan, Trump’ın baskıları karşısında Ankara’nın denge politikasını sürdürmesinin zor olabileceğini vurguladı. Ayrıca, İsrail'in bölgedeki etkisi ve Suriye'deki dinamiklerin de Türkiye'nin dış politikasında zorluklar yaratabileceğine işaret etti.
Türkiye-ABD İlişkilerinde NATO ve F-35 Üzerine Stratejiler
Civan ve Geyikçi, özellikle Türkiye'nin NATO'daki pozisyonu ve F-35 savaş uçağı programına dönme olasılığını detaylı bir şekilde ele aldı. Özellikle Türkiye’nin bölgesel politikalarının ABD’nin stratejik çıkarları üzerindeki etkisi analiz edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini kabul etme sürecini değerlendiren Civan, bu kararın Türkiye’nin dış politika stratejilerinde bir pazarlık aracı olarak kullanılabileceğini belirtti. İsveç'in PKK’ya verdiği desteğin, Türkiye'nin vetosu sayesinde uluslararası düzeyde daha görünür hale geldiğini ifade eden Civan, benzer bir taktiğin ABD ile müzakerelerde de kullanılabileceğini söyledi.
"Türkiye, ABD’nin Suriye ve İran konularında destek talep etmesi durumunda, F-35 projesine geri dönüş için bu fırsatları değerlendirebilir," dedi. Ancak Civan, bu ihtimali düşük bulduğunu da sözlerine ekledi. Türkiye’nin F-35 programına yeniden katılabilmesi için S-400 hava savunma sistemlerinden vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Civan, bu durumun Türkiye açısından karmaşık bir denklem olduğunu belirtti. Yunanistan’ın S-300 sistemlerini sorunsuz bir şekilde edinmiş olmasına rağmen, Türkiye’nin S-400’leri sebebiyle maruz kaldığı yaptırımlara dikkat çekerek, bu çifte standardın altını çizdi.
Çin'in Ekonomik Stratejileri ve Trump'ın Planları
Programda, Donald Trump'ın ikinci döneminde Çin ile ekonomik rekabetin kızışacağı ve Trump'ın gümrük vergilerini artırarak üretimi Amerika'ya geri getirme planının etkileri tartışıldı. Çin'in ise bu stratejiye karşılık olarak ihracat odaklı ekonomisinden iç piyasaya yönelik bir yapıya geçiş yaparak, Amerikan hazine tahvillerini elden çıkarıp altın rezervlerini güçlendirdiği vurgulandı. Engin Civan, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: Çin, Trump'ın gümrük vergilerini artırarak üretimi Amerika'ya geri getirme planını bilerek uzun süredir hazırlık yapıyor. Çin, ihracattan giderek uzaklaşıp iç ekonomiyle ayakta durmaya çalışıyor ve bu stratejiyi 10 yıldır uyguluyor. Her ay, vadesi gelen Amerikan hazine tahvillerini satıp elde ettiği parayı altına yatırarak rezervlerini güçlendiriyor. Bu strateji, altın fiyatlarını artıran önemli bir faktör. Çin’in bu hamlesi, dünya altın piyasalarını etkiliyor çünkü Çin büyük miktarda altın alıyor. Şu anda Çin'in 700 milyar dolarlık Amerikan hazine tahvili bulunuyor, bu da ülkenin küresel finansal dengelerdeki etkisini gözler önüne seriyor.
Tek Adam Liderliğinin Yükselişi
Vladimir Putin, Recep Tayyip Erdoğan ve Narendra Modi gibi liderlerin, halkın milli gurur ve ekonomik refah beklentilerine hitap eden politikalarıyla güç kazandıklarını belirten Civan, bu liderlerin, tarihi imparatorlukların mirasını kullanarak geniş kitleleri etkisi altına aldığına dikkat çekti.
Demokrasi ve Küreselleşme
Programda, I. Dünya Savaşı sonrası oluşan demokratik düzenin, günümüz insanlarının beklentilerine cevap vermekten uzak olduğu dile getirildi. Ekonomik eşitsizlikler, iklim değişikliği ve mülteci krizleri gibi küresel sorunların, toplumları güçlü lider arayışına ittiği ifade edildi.
Yeni Liderlik Algısı ve Demokrasinin Geleceği
Civan, demokrasiyi terk eden tek adam yönetimlerinin, insan hakları ve adalet gibi temel değerlerle olan çatışmasına işaret etti. Programda, demokrasi anlayışının yeniden şekillendirilmesi gerektiği ve mevcut sistemin aksayan yönleri de ele alındı.
Daron Acemoğlu ve Nobel Ekonomi Ödülü
Programda, Nobel ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu'nun "kurumsal iktisat" teorileri ve Ulusların Düşüşü kitabı üzerine de bir sohbet gerçekleşti. Civan, Acemoğlu’nun modelinin bazı eksikliklerine dikkat çekerek, verilerin seçimi ve bağımsız değişkenlerin yeterince kullanılmadığı yönünde eleştirilerde bulundu. Özellikle, Acemoğlu’nun Türkiye'nin mevcut durumu hakkındaki yorumlarının, sloganvari nitelikte olduğunu belirterek, analitik derinliğin yetersiz olduğu görüşünü savundu.
Türkiye'de Kurumların Rolü ve Demokrasi
Türkiye’deki kurumların durumu da masaya yatırıldı. Civan, eğitim ve yargı sistemlerinin hiçbir zaman tam bağımsız olmadığını belirterek, bu durumun tarihsel bir sorun olduğunu vurguladı. Programda ayrıca, liberal demokrasinin kalkınma üzerindeki etkileri ve güçlü liderlerin ekonomik büyümeye katkısı arasındaki çelişkiler konuşuldu.
Nobel ve Politika İlişkisi
Nobel ödüllerinin pozitif bilimlerdeki başarısından farklı olarak, ekonomi ve barış ödüllerinin politik etkilerle şekillendiği de programda vurgulandı. İsveç'in Nobel komitesindeki siyasi etkisine değinilirken, bu tür ödüllerin uluslararası kamuoyunda oluşturduğu algı yönetimine işaret edildi.