X 20

Ülkü Gözen Stewart:

OnurAkayMedya/ÖZEL RÖPORTAJ - "Amerika kıtasının keşfi gibi iki defa keşfedilmiş bir yazarım" Ünlü yazar Ülkü Gözen Stewart, OnurAkayMedya Haber Müdürü Zühre Gülşen'le özel bir röportaj yaptı. Sıra dışı kişiliği ve sivri diliyle gönüllerde taht kuran ünlü kitapların yazarı Stewart, özel hayatıyla ilgili merak edilenleri de bu söyleşide ilk kez anlattı.
 Tarih: 28-10-2023 08:17:49   Güncelleme: 27-12-2023 16:46:49
Ülkü Gözen Stewart:

Röportaj: Zühre Gülşen/OnurAkayMedya

Sıra dışı kişiliği ve sivri diliyle gönüllerde taht kuran “Ali Veli Kırk Dokuz Elli Yedi”, “Cihangirin Ordabuları”, “Çay Çiçeğim”, “Allah’ın Kızı” (Kelime-i Cinayet) romanlarının ve “Esmer Kedi Cafer” çocuk serisinin yazarı, stand up gösterileriyle de halkın sevgisini kazanmış Ülkü Gözen Stewart ile söyleşi yaptık.

Yıllardır Kâmil Oğuz Şafoğlu, (Amerikan adı, James Stewart) ile mutlu bir evliliğin var. Nasıl tanıştınız?

Aslında nasıl tanıştığımızdan çok, nasıl sürdürdüğümüz mühim. Çünkü herkes biriyle bir şekilde tanışıp bir yola çıkabiliyor. Bilmem kim benim ilk’im diye anlatıp göklere çıkartırlar ya, ben tam tersi Oğuz benim son’um deyip göklere çıkartırım. Bir sonraki yok, çünkü hayatımda en emin olduğum erkek o oldu. Mutlu evliliğimin sağlam taşı ise onun delikanlı yüreğidir, sağlam duruşudur. O, başka olduğu için yıllardır onunla evliyim! Aksi durumda terk etmeye çok müsait biriyim. Eğri insan takıntım vardır ve eğri kim olursa olsun birlikte yol yürüyemem! Nasıl tanıştığımız sorunu da es geçmeyeceğim elbette. Bir etkinlikte sahne alıyordum. Gördüğü an âşık olmuş. Ben, ikinci görüşmemizde âşık oldum. Kaşına gözüne de bayılıyorum ama ilk olarak duruşundaki endamına ve konuşmalarındaki şeffaflığına âşık oldum. O benim güçlü gorilimdir. Kaç yıl oldu hâlâ aynı duruşta ve şeffaflıktadır. Ve aynı derecede âşığım gorilime.

Her zaman aklındaki şeyi söyler misin?

Normalde evet. Ama bazen frene basarak sabredip daha doğru zaman ya da vurucu yere saklamayı da başardım.

Senin hakkında asla tahmin edemeyeceğim şey nedir?

Ebadıma oranla, üç katı yemek yiyebildiğimi asla tahmin edemezsin! Mide kapasitemle bir pitonla yarışabilirim!

Hayatta her şeyi deneyerek öğrenenlerden misin yoksa hayata karşı çekingen bir tavrın mı var?

Yerine göre deneyerek tecrübe edindiklerim olmuştur elbette. Ama kendimi bildim bileli hayata karşı çekingen bir tavrım olmamıştır. Üstelik de ortaokul çağımdan beri diyebilirim. Bazı kimselere aykırı gelişim de bundandır. Ne hayata ne kişilere karşı çekingenimdir.

Seni hayatta bir adım öne çıkaran şeyler sence nedir?

İnsanlara, haklarında düşündüklerimi lap diye söylemem sanırım. İşlerine gelmezsem uzaklaşırlar. Kalanlarsa beni gerçekten görebilenlerdir. Kişilerle zaman kaybetmemem beni her zaman bir adım öne çıkartmıştır. Hayat kısa. Yapacak çok şey var. Bazı kişiler vakit kaybıdır ve insanı geri plana atar.

Hayatta bir sloganın var mı?

“Barbie bebek değilim, Harbie bebeğim!” Oğuz’un sloganını da çok severim: “Her an her şey olabilir.” der.

Ulaşamadığın biri ile tanışıp sohbet etme imkanı olsaydı bu kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdin?

Bir insanın ulaşamayacağı kimse yoktur. İstenirse herkese ulaşılır. İstisna durumlar hariç! Durum dedim; doğru. Çünkü ulaşmak isteyeceğim kişi, biri olarak değil ama durum olarak ulaşamayacağım noktada. Kendisi ruhen ahirette ama yaptıkları her günümüzde, her anımızda, her yanımızda. Adımızda, soyadımızda, adımımızda. Zihnimizde, yüreğimizde. İçimizde, dışımızda. Aklıyla, duruşuyla, kararlılığıyla, vizyonu ve dehasıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup bize vatan armağan eden ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ulaşabilip sohbet etmek isteyeceğim kişidir. Aslında ona ulaşamamış da değilim! Çoktan ulaştım! Sadece, sohbet edemedik! Sözde değil de özde onun izinde olan her bir kişi ona ulaşmıştır zaten! Sohbet edememiş olmaktan dolayı elbette üzgünüm. Ancak bir kaybım yok, çünkü ondan zaten çok şey öğrendim: Türk olmayı, doğru olmayı, çalışkan olmayı öğrendim! Küçüklerimi koruyup, büyüklerimi sayıp, yurdumu, milletimi özümden çok sevmeyi öğrendim! Ülkümün, yükselip, ileri gitmek olduğunu öğrendim! Varlığım, Türk varlığına armağan! Türküm! Ve bunu demekten mutluyum! Ondan daha ne öğrenebilirim ki? O, bir salon adamıydı, balon adamı falan değil! Temelimi sağlam atan o, üstüne kat çıkan, izindeki ben!

Hiç kimsenin göremediği bir özelliğin var mı? Varsa neden bugüne kadar gizli kaldı?

Hiç kimsenin görmediği değil de görmezden geldiği ya da fark etmediği diyebileceğim özelliklerim olduğunu söyleyebilirim. Görülsün diye de niteliklerimi madde madde sıralayarak görgüsüzlük yapmak istemem. Bugüne kadar gizli kalmış olan bir özelliğim yok, çünkü yaptıklarım da niteliklerim de hep ortada. Ne duygularım gizlidir ne yaşadıklarım ne de özelliklerim.

Seni en çok ne kızdırır?

Beni en çok eğri insanlar kızdırır. Ve ne yazık ki eğri insan sayı oranı hayli yüksek. Dolayısıyla biraz kızgın bir tipim.

Yakın bir arkadaşın kanunsuz bir iş yapsa polisi arar mısın?

Yakın arkadaşım kategorisinde olan bir arkadaşımın kanunsuz bir iş yapmayacağından çok eminimdir. Zaten doğru kişi olduğu için yakın arkadaşımdır! Ancak soruna istinaden bu bağlamda yanıt vermem gerekirse; evet, yapı itibarıyla doğruluktan yana biri olarak polise bildirilmesi taraftarıyım. Ama arkadan vurmak yerine, kendisine konuyu bilip de sessiz kalamayacağımı itiraf ederim. Konuyla ilgili yanlışını kabul edip, teslim olmasını söylerim.

Bir film yapmaya karar versen adı ne olurdu?

Kulluktan Çıkıp Pul Olmuşlar!

Kendi cenazende olsan kendine hakkını helal eder misin?

Bir başkasına etmekten daha çok ederdim hem de! Helâl olsun bana ki insanlıktan sapmadım! Hayat yoluma öyle kara suratlar çıktı ki; adına ana de, kardeş de, arkadaş de, eş de, sevgili de, bilmem kim ağabey de, bilmem kim amca de; ne dersen de, kimler kimler! Hiçbir hayvandan zarar, ihanet ve nankörlük görmedim ama ne çok insanın nice kötülüğüyle, nice kalleşliğiyle karşı karşıya geldim. Ne ihanetler edildi ne tuzaklar kuruldu bana! Ne kucaklarına oturtup, nelere mecbur bırakma planları yapıldı! Dimdik, aslanlar gibi üstesinden geldim her birinin! Ne onlardan birine dönüştüm ne amaçlarının yağı balı oldum! Ne özümü bozabildiler ne sözümü kesebildiler! Hakkım bana helâl olsun, hem de o biçim!

Kesinlikle görmemen gereken bir şey gördün mü?

Evet. Bir annenin evlât ayırımının ve dış kapının dış mandallarının üzerine basıp geçmelerine sessiz kalışının görgü şahidiyim. Sanırım bunu Allah da gördü!

Ailenden gizli yaptığın şey oldu mu?

Şimdi belki beni ayıplayacaklar ama yalan söyleyemem; evet yaptım! Çok şey hem de! Ama “neden” diye sorulmasını da beklerim! Yaptım, çünkü ben çocukluğumdan ta gelin olup evden çıkıncaya dek eşek sudan gelinceye kadar dayak yedim. Dayak yiyerek büyümeseydim ne çok genç yaşta ne de o kişiyle evlenirdim. Aile, insanın huzurudur. Sığınağıdır. Sığınağımda sığınacak yerim yoktu. İstediğim birçok şeye karşı çıkıldı. Sövüldüm. Dövüldüm. Dolayısıyla, sövülüp dövülmemek için gizli yaptığım çok şey oldu. Ortaya çıkınca sonuçtan kaçabildim mi; tabii ki hayır ama en azından yapmak istediğim şeyi yapıp sonrasında şiddet görmüş oldum. Aslında zafer benimdi! Hani öyle kötü şeyler de değildi yaptıklarım! Pişman da değilim! Ne çocukluğum geri gelecek ne gençliğim! O yüzden iyi ki yapmışım!

Susamam dediğin ne var?

Gerçek olan her şey! Ve haksızlık üzerine her şey! Bu uğurda kimse beni susturamaz!

Hangi hataları kabul edersin?

Tolere edilebilecek her hatayı kabul edebilirim. Ama bir hayata mal olacak, bir insanın adına leke sürecek hiçbir hatayı kabul etmem. Hata diye sordun. O yönde yanıt verdim. Ancak mevzu kalleşlik ise, kötülük ise, hayvanla ilgili ise kabulüm yoktur. Kabul etmeyip, kan bağlı ya da bağsız ne insanlar silip attım hayatımdan.

Kendinde neyi değiştirmek isterdin?

Kendimle ben gayet iyiyiz. Değiştirmek istediğim bir şey yok.

Sence yaşamayı en değerli kılan şey nedir?

Kendine ait hayatı yaşıyor olabilmek yaşamı en değerli kılan şey. Çoğu insan başkasının hayatını yaşamakla meşgul. Dolayısıyla mutlu olamıyorlar. İnsan, kendi hayatını severse gerçekten yaşayabilir. Gerçekten yaşamaktır hayatı değerli kılan. Benim hayatım bu yüzden hep değerli.

Özünde kaybetmek istemediğin ne var?

Komple özüm. Şükür yerli yerinde. Anlık dahi olsa kaybetmedim. Hiçbir galeyana kurban da etmedim.

Hayatındaki dalgalı dönemleri nasıl atlatırsın?

Her dönemimin bana katkısı büyük olmuştur. Her dalgada bilirim ki kolonlarım sapasağlamdır, yıkılmam. Ben ne tsunamilerden sağlam çıkmışımdır! Dalga gelir vurur; sarsılırım, çatırdarım ama dedim ya; kolonlarım sağlam benim! Dalganın bir vuracağını, iki vuracağını sonra geri çekileceğini bilirim. Dalga farkına varsa, bana çarpıp geri tepen esas kendisidir. Her dalgadan sonra kışkırtıcı derecede daha da güçlü olacağımın eminliği bana bu dönemleri atlattırmıştır hep.

Şu anki yaşında kendini değerlendirecek olsan?

Sırf yaş alıp da başça yerinde saymamış olmanın hazzı içindeyim. Özgüvenim yerindedir. Neyi isteyip neyi istemediğimi çok iyi bilirim. Kararlılığımı takdir ederim. Buna rağmen, bazen kişi ya da olaylara duygusal tepkiler veriyor olmamı eleştiririm. Deli dolu olduğumu söylerler. Hayır, yanlış! Dolu olduğum doğru ama deli değilim! Aptallar, deli olduğumu zannediyor. Dolu olduğumu görenler, hem beyince hem de yürekçe zeki olanlar.

Yirmili yaşlarınla şimdiki yaşın arasında keşke yaşanmasaydı dediğin şeyler var mı?

Olmaz olur mu? Sıralayabilirim: Yirmi iki yaşındaydım. İlk eşimle evliliğim, aileme, ailesine, mahalle halkına ve herkese karşı bir savaş kazanmamdı. Ancak nikâh masasında “hayır” demeliydim! Onca hazırlıktan, onca masraftan sonra, onca davetlinin önünde “hayır” deyip orayı terk etmeliydim! Asıl zafer bu olurdu! Eğer nikâh şahidim İbrahim Tatlıses olmasaydı rahatlıkla “hayır” derdim! İbrahim Bey, o gün nikâhıma Almanya’dan geldi. Nikâhtan sonra da Ankara’ya gitti. Beni sayıp da ta Almanya’dan sırf benim için gelmeseydi o imzayı atmazdım! O yaştaki kafamla ona saygısızlık etmek istemedim. Keşke yaşanmasaydı! Keşke evlenmeseydim! (Yıl 1992) On üç aylık bir değişim programına katılarak Amerika’ya gittim. Doğruyum ya; kalabilmek için önüme iki ayrı fırsat çıktığı halde, insan kullanmak mizacıma aykırı olduğu için program bitiminde Türkiye’ye geri döndüm. Çok güzel ve heyecanlı hayallerim vardı. En yakınlarım yıktı geçti hayallerimi. Kendileriyle uğraşmadım ama hiçbirini affetmedim. Allah’ın adaletine hep güvenmişimdir. Keşke yaşanmasaydı! Keşke dönmeseymişim! (Yıl 1996) Doğum günümde öldürdüler beni! Kimler mi? Beni dünyaya getiren kadın ve aynı apartmanda oturan can dostları! Sağlam bir ekip çalışmasıydı! Otelde çalışıyordum. Gece vardiyasından çıkıp evime geldim ama evime giremedim! Kilidi değiştirip beni eve almama kararı vermişti kutsal varlık ve dostları! Kapısında ölmüş babamın adı yazılı eve sokulmama kararı alınmış, hem de gece yarısında ve doğum günümde! Kapıdan kapıya, duvardan duvara vurdum kendimi! Derimin üstündeki morluklar geçti de yıllar oldu ruhumdaki morluklar duruyor! Allah affetmesin! Keşke yaşanmasaydı! Keşke “annemi” seçme şansım olsaydı! (Yıl 1998)

Asla yapmam dediğin şeyler nelerdir?

Sözümün eriyimdir. Kimseyi yarı yolda bırakmam. Yolda mızıyan çıkmışsa; onlar hariç!

İleriye dönük planlar yapan biri misin yoksa anı yaşamayı seven biri mi?

Her ikisi de. İleriye dönük planlarım çoktur. Ancak anı yaşamayı da severim. Yaşarım da.

Hayatta neyin peşinden koşarsın?

Hayallerimin ve inandığım her şeyin peşinden koştum. Hüsrana uğramışlığım da yoktur.

Sence sen zor biri misin?

Zorumdur. Hem kolayımdır hem de zor. Adamsendeci, özensiz, prensipsiz biri için benimle çalışmak zordur. Evde de zor olduğum yanlar vardır. Yalapşap iş yapmam. Derli topluyumdur. Gelişigüzel sofra kurmam ve oturmam. İnsan ilişkilerimde ise kaprisli tiplere boyun eğmem. Cahil afrası çekmem. Egolarının esiri olmam. Saygısız kim varsa haddini bildiririm. Sessiz kalmam. Bu kişilere de zorum elbette.

Geriye dönüp baktığında keşkelerin var mı?

En büyük keşkem, Collie cinsi köpeğim Cindy’dir. Çok güzel bir evlâttı. Çok gençtim. Boşanıp baba kapısına geri döndüğümde kendimi kabul ettirmekte zorlandığım çatıya köpeğimi hiç kabul ettiremediğimden birkaç alternatif deneyerek zaman kazanmaya çalışsam da sonunda ondan ayrılmak zorunda kaldım. Üç yaşındaydı. Onu başkasına verirken bana son bakışındaki hüznü gözümün önünden hiçbir zaman gitmedi. Biliyorum ki son nefesine kadar ümitle beni bekledi. Keşkem olmakla birlikte tek vicdan azabımdır. Bu azabım benimle mezara kadar gidecek. Üzüntüm ya da acım olduğunda, bunun Cindy’nin vebali olduğuna inandım. Dilerim ahirette özür dileme şansım olur. Dün gibi aklımda. Çok çaresizdim. Bugünkü gücüm ve duruşumla o dün’e, sırf onun için geri dönebilmeyi çok isterdim. Aklıma gelen her anda mideme kramp girer. Başka keşkelerim de var elbet ama hiçbir tanesi o masum kalbin kırığından daha büyük değil! Hâlâ çok üzgünüm.

Yazar olmaya nasıl karar verdin?

Karar vermedim. Dünyaya bu özel yetenekle geldim. Sadece birinin yol göstermesine ihtiyacım varmış. O biri de Türk Edebiyatı’nın en değerli yazarlarının başında gelen Aziz Nesin idi. Okul ödevim için kapısını çalmıştım. Edebiyat dersimiz için herhangi bir meslek sahibi biri ile röportaj yapmamız istenmişti. Şansıma edebiyatın ustası ile aynı apartmanda oturuyorduk. Öyle tanıştık. Ödevi yaptık.

Beni çocuk görmedi. Saydı. Kalemimi başarılı bulunca diğer yazılarımı okumak istedi. Sarı renkli kedi resimleriyle kapladığım bir defterim vardı. İçi kedi ve köpeklerle ilgili anı ve yazılarımla doluydu. Lacivert renkli kaplanmış bir diğer defterimde de duygu ve düşüncelerimle ilgili yazdıklarım. Büyüyünce nasıl bir anne olacağımı, çocuğuma nasıl davranacağımı, ona neler öğreteceğimi ve kimsenin onu üzmesine izin vermeyeceğimi anlattığım yazılarla dolu bir defterdi. Hepsini okudu. İleride iyi bir yazar olabileceğimi söyledi. Kalemimdeki ışığı, ilk o keşfetmiştir. Aziz Nesin’den sonra kalemimdeki özel yeteneği fark ederek beni bir kez daha keşfeden Onur Akay olmuştur. “O bir kelime sihirbazıdır.” diye nitelendirir beni. Laf aramızda, tıpkı Amerika kıtasının keşfi gibi iki defa keşfedilmiş bir yazarım.

Ve son olarak rahmetli Huysuz Virjin ve Aziz Nesin’le bir anını anlatır mısın?

Elbette. Keyifle anlatırım hem de. Hayat andır. Anıdır.

Seyfi Dursunoğlu, namıdiğer, Huysuz Virjin…

Sanırım sene 1985. On beş yaşındaydım ve deli gibi Michael Jackson hayranıydım. Öyle ki, hayallerimde hep Los Angeles’a kaçardım. Ne aktarmalarla seyahat ederdim kafamda; uçak, tren, otobüs! Ve sonunda Michael’ın Beverly Hills’teki malikânesinin önünde bulurdum kendimi. Bu arada iki yıl evvel Oğuz ile Batı yakasını gezerken genç kızlığımda hayalini kurduğum bu malikâneye gittik ve önünde fotoğraflar çektirdik. Rüya gibi ama gerçek işte! Neyse, Seyfi amca, Amerika’ya gidecekti. Gitmeden on gün evvel kadardı, bize uğradı. “Michael ile ilgili bir şey getirir misin?” diye yalvarmıştım. “Mesela nesini istersin?” diye sorunca “Nesi olursa.” demiştim. Ben Seyfi amcadan istemiştim ama “Nesi olursa.” deyişime yanıt veren Virjin teyze olmuştu! Buraya yazamayacağım öyle fena muzip bir yanıt patlatmıştı! Ve seyahat dönüşü, üzerinde Michael Jackson fotoğrafı olan kolsuz, gri bir tişörtle gelmişti. Sevinçten çıldırmıştım. Hiç unutmam. “Üstünde paralansın.” derler ya, aynen öyle oldu; üstümde paralandı onun getirdiği tişört. O, bir kültür insanıydı. O, bir kahkaha starıydı. Güldüre güldüre yaşadı. Onu unutmak imkânsız!

Aziz Nesin…

Yaşıyla beraber baş da alabilen nadir büyüklerden olduğu için Aziz amca, aile baskısı içinde olduğumu hemen anlamıştı. Kendime güvenimin tam olmadığını da. Yüreklendirmek için “Senin yaşın çocuk, başın değil! Kalemin ise tam bir Huysuz Virjin!” demişti bana. Aziz amca en üst katta oturuyordu. Salonunun leb-i derya deniz manzarası vardı. Ona her gidişimde beni arka odaya alıyordu. Yıllar sonra itiraf edebildiğim bir “arka oda” fobim vardır benim! Ergenlik çağımızda, apartman komşu çocuğunun “oyun” adı altında yaşattığı bir fobidir bu! Detayı bende kalsın yine! Aziz amca da kaç yaşında adam! O yaşta nice adamların da yeni yeten gençlere tacizleri bilindiğinden, içimden ürkmedim desem yalan olur! Gelin görün ki; aklı başındalık, kendini bilirlik, insanlık, büyüklük, adamlık yanını da tanıdım o çocuk yaşımda. Arka odası, çalışma odasıydı, fırsat odası değil! Çalışma masası, pencere tarafına değil de duvara bakıyordu. Oturduğu zaman sırtı pencereye dönüktü. Yan yana oturup röportaj sorularını istişare ettiğimizde, gözünü de elini de önündeki kâğıttan ayırmadı. Ne gözü kaydı bana, ne eli! Edep işte! Hemen karşı apartmanda, iki genç kızı olan bir aile oturuyordu. Büyük kızlarına, babalarının arkadaşı mahalle komşumuz bir amca matematik dersi vermeye geliyordu. Onun da iki kızı vardı. Ama ders çalıştırmak için kapandıkları odada kızı tehdit ederek taciz ediyordu. Bunu bana kızın kendisi anlatmıştı. Çocuktuk, sustuk. Susturulduk! O da büyük’tü güya! Özde büyük ile sözde büyük farkı! Anımı sordun ya, bu bence altı çizilecek bir anı! Ben, yazar olarak ödevim için kapısını çaldığım bir Aziz Nesin tanıdım. Kapısını açıp beni dört duvarının içine sokarken de büyük olarak kaldı. Yazar kimliğiyle bir de erkeğe dönüşmeyen komşu amcamı tanıdım! Sonsuz rahmet ve saygıyla anıyorum! Bendeki yeri bambaşkadır. Kendi odam benim dünyamdı. Duygularımı yazdığım defterimde okuduklarında, odamın benim dünyam olduğunu kavramıştı. “Dünya o kadar küçük bir yer değil. Kendini o odadan çıkartmalısın.” demişti. Bir gün geldi ve bedenimi o odadan çıkartabildim. Sonra aradan yıllar geçti. Yirmi sekiz yaşımı geride bırakmıştım. Eski odama geri dönüp orada bıraktığım ruhumu da alıp tekrar çıktım. Kendimi bulduğum, kendimle tanıştığım gündür o gün. Aziz amcamın sayesinde oldu bu. Aziz Nesin, kısacık bir dönemde “hâlâ” olmak üzere upuzun kaldı hayatımda. O, bir aydındı. O, bir kalem starıydı. Öğrete öğrete yaşadı. Onu da unutmak imkânsız.

 

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER Arşiv Haberleri
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 38 33 2 3 92 26 102 +66
2 Fenerbahçe 38 31 1 6 99 31 99 +68
3 Trabzonspor 38 21 13 4 69 50 67 +19
4 Başakşehir FK 38 18 13 7 57 43 61 +14
5 Kasımpaşa 38 16 14 8 62 65 56 -3
6 Beşiktaş 38 16 14 8 52 47 56 +5
7 Sivasspor 38 14 12 12 47 54 54 -7
8 Alanyaspor 38 12 10 16 53 50 52 +3
9 Çaykur Rizespor 38 14 16 8 48 58 50 -10
10 Antalyaspor 38 12 13 13 44 49 49 -5
11 Gaziantep FK 38 12 18 8 50 57 44 -7
12 Adana Demirspor 38 10 14 14 54 61 44 -7
13 Samsunspor 38 11 17 10 42 52 43 -10
14 Kayserispor 38 11 15 12 44 57 42 -13
15 Hatayspor 38 9 15 14 45 52 41 -7
16 Konyaspor 38 9 15 14 40 53 41 -13
17 MKE Ankaragücü 38 8 14 16 46 52 40 -6
18 Fatih Karagümrük 38 10 18 10 49 52 40 -3
19 Pendikspor 38 9 19 10 42 73 37 -31
20 İstanbulspor 38 4 27 7 27 80 16 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 34 24 7 3 77 31 75 +46
2 Göztepe 34 21 6 7 60 20 70 +40
3 Sakaryaspor 34 17 8 9 50 35 60 +15
4 Bodrumspor 34 15 7 12 43 22 57 +21
5 Çorum FK 34 16 10 8 55 36 56 +19
6 Kocaelispor 34 16 11 7 48 41 55 +7
7 Boluspor 34 15 11 8 33 35 53 -2
8 Gençlerbirliği 34 13 9 12 39 33 51 +6
9 Bandırmaspor 34 13 10 11 49 32 50 +17
10 Erzurumspor FK 34 12 11 11 30 34 44 -4
11 Ümraniyespor 34 12 15 7 40 47 43 -7
12 Manisa FK 34 9 12 13 40 40 40 0
13 Keçiörengücü 34 10 14 10 34 43 40 -9
14 Adanaspor 34 11 17 6 28 45 39 -17
15 Şanlıurfaspor 34 9 14 11 32 37 38 -5
16 Tuzlaspor 34 9 14 11 35 47 38 -12
17 Altay 34 5 25 4 16 76 10 -60
18 Giresunspor 34 2 28 4 16 71 7 -55
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 36 26 5 5 83 29 83 +54
2 Van Spor FK 36 24 6 6 63 37 75 +26
3 Bucaspor 1928 36 21 5 10 54 25 73 +29
4 1461 Trabzon FK 36 21 6 9 71 39 72 +32
5 Ankaraspor 36 15 8 13 45 35 58 +10
6 Yeni Mersin İdman Yurdu 36 16 10 10 50 36 58 +14
7 Beyoğlu Yeniçarşıspor 36 15 14 7 47 38 52 +9
8 Karacabey Belediye Spor 36 13 11 12 43 37 51 +6
9 Ankara Demirspor 36 15 16 5 43 46 50 -3
10 Diyarbekir Spor 36 12 15 9 39 41 45 -2
11 Kırklarelispor 36 11 14 11 33 41 44 -8
12 Altınordu 36 10 13 13 45 39 43 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 36 10 14 12 25 38 42 -13
14 Serik Belediyespor 36 10 16 10 29 45 40 -16
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 36 11 17 8 41 57 38 -16
17 Kırşehir Futbol SK 36 5 23 8 38 76 23 -38
18 Bursaspor 36 6 22 8 28 64 23 -36
19 Adıyaman FK 36 4 25 7 28 63 19 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 09/08/2024 Alanyaspor vs Eyüpspor
 09/08/2024 Antalyaspor vs Göztepe
 09/08/2024 Bodrum FK vs Gaziantep FK
 09/08/2024 Çaykur Rizespor vs Başakşehir FK
 09/08/2024 Fenerbahçe vs Adana Demirspor
 09/08/2024 Galatasaray vs Hatayspor
 09/08/2024 Kasımpaşa vs Konyaspor
 09/08/2024 Samsunspor vs Beşiktaş
 09/08/2024 Sivasspor vs Trabzonspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/05/2024 Kocaelispor 0 - 2 Sakaryaspor
 11/05/2024 Erzurumspor FK 0 - 4 Eyüpspor
 11/05/2024 Boluspor 2 - 1 Çorum FK
 11/05/2024 Göztepe 1 - 1 Bodrum FK
 11/05/2024 Adanaspor 1 - 0 Bandırmaspor
 11/05/2024 Tuzlaspor 1 - 1 Gençlerbirliği
 11/05/2024 Şanlıurfaspor 2 - 0 Manisa FK
 10/05/2024 Giresunspor 1 - 2 Ümraniyespor
 10/05/2024 Keçiörengücü 1 - 1 Altay
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI