Borçlu olmadığınız halde borçlu yakını olarak telefonla aranıyorsanız ne yapmalısınız?

Son zamanlarda kendisine ait olmayıp abisi, ablası, oğlu, kızının borçlarından ötürü hukuk büroları tarafından telefonla ya da mesajla aranma şikâyetleri almaktayız. Bize soruyorlar, borç benim borcum değil, beni neden arıyorlar, beni arama hakları var mı? Buna karşı yapabileceğim, gidebileceğim bir yol var mı vs. diye.

Öncelikle telefon numarası, e-mail adresi bir kimsenin kim olduğunun tespitine yarayan bir veri olduğu için 6098 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında kişisel veri olarak kabul edilmektedir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek, başkasına vermek, yaymak yasak olduğu gibi Türk Ceza Kanunu anlamında aynı zamanda suç teşkil etmektedir. Bu nedenle hukuk bürosunun borçlu dışında bir kişinin telefon numarasına, e-mail adresine nasıl ulaştığının sorgulanması gerekir. Hukuk Bürosu bu bilgiye çeşitli şekillerde ulaşmış olabilir, mesela alacaklı olan kendi müvekkilinden (bu durumda müvekkil nasıl edinmiş ona bakmak lazım) ya da sizin sosyal medya gibi dijital mecrada paylaşmanızdan kaynaklı edinmiş olabilir. Eğer kendiniz internet ortamında telefon numaranızı, e-mail adresinizi paylaşmışsanız buna hukuk bürosunun ulaşması hukuka aykırı değildir (sizi araması demiyorum). Zira siz iletişim bilgisini kendiniz zaten ifşa etmişsiniz.

Ancak bunun aksi de olabilir ki hukuk Bürosu ya da müvekkili bir şekilde herkese ifşa olmamış bir veriyi elde etmiş olabilir. Siz kişisel verinizi internet mecrasında paylaşmış olsanız dahi hukuk bürosunun borçlu dışında borçlu yakınını arayabilmesi için veri sahibinden bunun için açıkça onay vermiş olması gerekir. Zira siz internette kişisel verinizi paylaşsanız da bu paylaşımı bu şekilde bir arama yapılması için paylaşmamışsınızdır. Sonuç olarak hukuk bürosunun bu veriye yasal yoldan ya da yasal olmayan yoldan edinmesi sizi yakınınızın borcunun tahsili için aramasını yasal kılmaz. Borcun varlığı ya da borç bilgisinin miktarının paylaşılması da yine hukuka aykırı bir kişisel veri paylaşımı sayılmaktadır.

Hukuk bürosunun borçlu yakınına ait birinin telefon numarasına müvekkili tarafından verilme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Burada müvekkili de bir şekilde bu telefon numarasına hukuka aykırı bir şekilde eriştiği için hukuk Bürosu ile birlikte KVKK’ya aykırı bir eylem gerçekleştiği gibi aynı zamanda suç işlenmektedir.

Hukuk bürolarının bu kadar açık bir şekilde yasalara aykırı hareket etmesini bir Avukat olarak çok üzüntü ile karşıladığımı belirtmek isterim.

Peki, başkasının bir borcu için arandığımızda ne yapmalıyız? Bu hususta gidilebilecek 2 yol bulunmaktadır. Şöyle ki:

-KVKK kapsamında öncelikle sizi arayan kişiye telefonumuzu nereden bulduğunu, buna yetkisinin olmadığını ve telefon numarasını yok etmesini talep etmeliyiz. İşbu talebin 30 gün içinde yerine getirilmesi gerekmektedir. Bunu talep etmek sonraki adıma geçmek için zorunluluktur. Eğer sizi arayan hukuk bürosu bunu yerine getirmez ve aramaya devam ederse, Kişisel Verilerin Korunması Kurumu’na web sitesi üzerinden şikâyette bulunabilirsiniz. Bu halde Kurum’un cezalarının çok ağır olduğunu özellikle belirtmek isterim.

-Savcılığa giderek şikâyette bulunabilirsiniz. Zira yukarıda da bahsettiğim üzere yapılan eylem açıkça TCK 136 ve devamı maddelerine göre 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasını öngördüğünden yapılacak şikâyet etkili olacaktır. Bu suç şikâyete tabi bir suç olduğundan savcılık kendiliğinden harekete geçmeyecektir.