Duvarsız Bihter

Halit Ziya Uşaklıgil zaman yolculuğu yapıp bu günlere gelebilseydi, Aşkı Memnu’yu yazarken ikinci kez düşünür müydü acaba. Özellikle de Bihter karakterini yaratırken, gelecekte onu kimler oynayacak aşkı ne hale gelecek diye düşünür müydü? En sevilen uyarlama kitap olduğu tartışmasız olan eser, yasak aşkı konu alıyor ama asıl bir kadının aşkı uğruna hem tek başına bedel ödemesi hem de bu uğurda kendini feda etmesi anlatılıyor. Tolstoy’un Anna Karenina’sının kodlarına çok yakın. Anna Karenina 1878 de yayınlanmış, Halit Ziya Uşaklıgil de Aşkı Memnu’yu 1899 da yayınlamıştır. Ben kendi adıma Anna Karenina’yı okuyup etkilendiğini düşünüyorum. Bu benim fikrim elbette ve edebiyat bilgisi ile sizi sıkmayacağım.

Yeni yayınlanan Bihter filminden bahsedeceğim.

Bu kez Bihter; Farah Zeynep Abdullah. 2008 de yayınlanan dizide hepimizin aklına kazınan tutkulu aşık Bihter’i Beren Saat canlandırmıştı ve çok da başarılıydı. Günümüze uyarlanan hikâyede hiçbir karakter sakil kalmamıştı. Yeni Bihter 1920’ler sonu 1930’lar başı tarihlerinde karşımıza çıkıyor. Bu hali ile daha teatral ve atmosferi farklı bir film olmuş. Az mekanlı bir filmden söz ediyoruz. Bihter’de asıl dikkatimi çekense dördüncü duvarın olmayışı. Bu terimin anlamı şudur; karakter arada kameraya döner ve seyirci ile direk göz teması kurarak konuşur. Bazen de anlamlı bakışlar atar. Bunun en iyi örneği Fleabag dizisinin ana karakteridir. Dördüncü duvarın kalkması da sadece Fleabag de güzeldir bana göre.

Bunun dışında dizisi çekilen Aşkı Memnu ile filmi karşılaştırılayamayacak tonlarda, Bihter karakteri de öyle.

Bihter gözü kara bir aşık, aşkını kaybettikçe kontrolünü kaybeden, psikolojik olarak çöküntü içine giren bir karakterdir ancak filmdeki Bihter; histerik yer yer nemfomani bir karakter. Derinliği yok, karakter gelişmiyor ve fazla şımarık bu yüzden de itici. Sadece tensel ihtiyaçları karşılansın onun dışında hiçbir şey umurunda olmayan, hissetmeyen tamamen dürtüsel davranan bir kadın karakteri izliyoruz. Farah Zeynep Abdullah’ın canlandırdığı Bihter’e kesinlikle sempati kurmuyor, onu anlamıyorsunuz. Behlül karakteri ise sadece tabiri caizse cinsel partneri. Bu noktada ben senaristine bakmak istedim malum ben de yazdığım için. Merve Göntem’in yazdığı işlerdeki kadın karakterlere baktığımızda “Çıplak” da bir eskort kızın hikayesini izledik. Hedefine ulaşmak için bedeni ve cinselliğini kullanıyordu. “Ben Bu Boşluğu Nasıl” dizisindeki kadın karakter de cinselliği ön planda, düşünmeden ilişkiler yaşayabilen bir kadın. Bu iki kadın da bana borderline hisleri verdi. Son yazdığı işi Bihter’deki Bihter de dürtüsel davranan, tehlikeli cinsel ilişkiye girmekten çekinmeyen, iyi kötü ruh halinde gidip gelen bir borderline karakter. Bunun dışında filmin atmosferi, görseli ve kostümleri başarılıydı. Karakteri havada kalmış Behlül ise filmde bir kez olsun Behlül kaçar demeliydi.