“SemtPati” Projesi Gece’nin Işığı Oldu!

Mırr’haba,

Ben Esmer Kedi Cafer… Keyifli bir konuyu paylaşmak üzere heyecan içindeyim!

Müjdemi isterim; güzel şeyler de oluyor!

Birkaç gün evvel iki yeni arkadaş edindim. Adları Alparslan ve Gece. Alparslan anne ve babasıyla Beylikdüzü’nde yaşayan, daha şimdiden delikanlı bir yüreğe sahip, iki buçuk yaşında minicik bir çocuk. Aynı benim gibi esmer olan Gece de kaç zamandır barınakta bir gün bir yuva sahibi olup olmayacağı belli olmaksızın yaşayan, tek gözü görmeyen, beş yaşlarında yarı görme engelli bir köpek.

Barınakta yuva bekleyen gözü yaşlı can kardeşlerimi sahiplendiren, onları yuva sahibi yapan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ile KoçSistem Bilgi ve İletişim Hizmetleri’nin işbirliğindeki akıllı telefon uygulaması üzerinden Kısırkaya Hayvan Barınağı’ndan alınıp Cebbar Ailesi’ne evlât olan Gece’nin mutlu sonla biten hikâyesini anlatmaya başlamadan önce, bu hayırlı işlere vesile olan SemtPati projesi hakkında bilmeyenler için çok kısa bilgi vereceğim.

Koç Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi hayvansever bir iş insanı olan İpek Kıraç ablanın, şehirlerimizin doğal bir parçası olan sokak hayvanlarıyla uyum, sevgi ve güven içinde yaşayacakları örnek mahalleler oluşturma hayaliyle başlattığı, 22 Ekim 2020’de Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı Yerleşkesi’nde imzalanan SemtPati Projesi, İstanbul’un taşına toprağına, ağacına, kedisine, köpeğine, insanına, her şeyine değer veren İ.B.B. Başkanı Ekrem İmamoğlu amcanın desteğiyle İstanbul’un mahallelerinde yaygınlaşıyor. Açılışta, İpek Kıraç abla bu projenin üç paydaştan oluştuğunu söylemişti; belediye, veterinerler ve gönüllüler.

“Sokaktaki hayvanların hayatları ancak takım olarak çalışıldığında iyileştirilebilir.” diye de altını çizmişti. Ne kadar doğru… SemtPati uygulaması ile bölgedeki sokak hayvanlarının sayıları ile beslenme, barınma, aşılama, kısırlaştırma verileri de kayıt altına alınıyor. Hayvanlara yönelik sahiplendirme ve geçici yuva bulma çalışmaları yapılıyor.

Daha önce makamlarına bir kedi kabul etmişler midir, bilmem ama böylesine vizyonlu, böylesine yürekli İpek Kıraç ablamı ve Ekrem İmamoğlu amcamı ziyaret edip, tüm pati kardeşlerim adına bizzat teşekkür etmeyi çok isterim.

Şimdi gelelim Alparslan ve Gece’nin güzel hikâyesine… Aysel teyzenin torunu Alparslan çok hareketli bir çocuk. Bilinçli bir anne baba olarak Aslı abla ve Zafer ağabey evde telefon ve tablet ile zaman geçirmesini istemediklerinden, ellerinden geldiği kadar parkta, bahçede, toprakta oynamasını sağlıyormuş. Aynı zamanda sıkmamaya, bunaltmamaya da özen gösteriyorlarmış. Aslı abla ve Zafer ağabeyle Florya Tesisleri’ne yemeğe gittikleri 18 Mayıs günü pencerenin camına yapıştırılmış SemtPati broşürünü görmüşler. Alparslan Gece’yi daha broşürdeki fotoğrafta çok sevmiş. Eve döndüklerinde Gece’nin fotoğrafını anneannesi Aysel teyzeye göstermişler. O da “Hemen gidip alalım.” demiş. Hemen o gün SemtPati isimli akıllı telefon uygulaması üzerinden başvuru yapmışlar. 20 Mayıs’ta İ.B.B. Kısırkaya Hayvan Barınağı’ndan, kısırlaştırılmış, iç ve dış parazitleri yapılmış, mikroçipi takılmış şekilde ve yapılan bu işlemlere hiçbir ücret ödemeden almışlar. Belli başlı birkaç şart içerikli evrakı imzalayıp Gece’yi evlât edinmişler.

Şartların en önceliklisi TEKRAR terk edilmemesiyken diğerleri de belirli zamanlarda ziyaret, fotoğraf, video gibi takipte olacaklarına dair uygulamaların kabulüymüş. Gece’nin hem nasıl bir ortamda hayatına devam ettiğini görmek hem de Cebbar Ailesi’nin karşılaşacağı bir sorunda kendilerine her konuda destek olmak amaçlı bu uygulama ne kadar da güven verici. Oradan aldıkları evrakla bağlı bulundukları İlçe Tarım Müdürlüğü’nde Gece’nin kaydını üzerlerine almaları gerektiğinden bu işlemi de vakit kaybetmeden yaptırmışlar. Bunun için yirmi beş lira gibi cüzi bir bedel ödemişler. Böylelikle Gece’nin TC. Ev Hayvanı Pasaportu da olmuş. Yapılan aşıların, uygulamaların veya ameliyatların kaydının tutulması ve yurtdışına çıkmak icap ettiğinde olması gereken bu karne çok mühim ve bir nevi kimlik. Sahiplenme aşamasından bu karnenin teslim alınmasına kadar hiçbir bürokratik engel ve anlamsız uygulamalara tabi tutulmadan tüm işlemler kolayca hallolmuş.

Alparslan’ın ve Gece’nin babası Zafer ağabey “SemtPati uygulaması, Koç Holding ve İ.B.B.’nin ortak çalışması sonucu ortaya çıkmış sadece sahiplendirme değil, çevremizde yardıma ihtiyacı olan canları da bildirip, en kısa sürede müdahale edilmesini sağlayan bir uygulama.

Bildiğim kadarıyla şu an için sadece İstanbul’da. Ama ülkenin seksen bir ilinde ve dokuz yüz yirmi iki ilçesinde bir an önce faaliyete geçirilip uygulanır hale gelmesi gerek ki hem başıboş diye tabir edilen hayvan popülasyonu kontrol altına alınsın hem de bu canlara sıcak bir yuva ile ömürlerini rahat geçirebilecek imkânlar sağlansın. Neticede onlarla aynı dünyayı paylaşıp, aynı havayı soluyoruz. Bizim olduğu gibi onların da rahat yaşama hakkı var.” diyor. Lütfen onu duyun!

Gece’nin bir gözünün görmüyor olması onu daha da sevmelerine neden olmuş. “Biz seni böyle sevdik Gece.” demişler ve alıp Beylikdüzü’ne gelmişler. Hemen bir veterinere götürüp kontrollerini yaptırmışlar. Eve gelir gelmez güzelce yıkamışlar. Esmer Gececik tertemiz olmuş.

Gece şimdi Alparslan’ın en yakın dostuymuş. Biraz ağlasa Alparslan koşup bir şey mi oldu diye bakıyormuş. Gece’ye kitaplar bile okuyormuş. Hep birlikte denize gitmişler, yüzmüşler.

Yanlarından geçen yabancı insanlara karşı yeni ailesini korumaya alıp dikkatle sağa sola bakıyormuş Gece. Aysel teyze işten eve döndüğünde bir pencereye, bir kapıya koşuyormuş.

Hoplayıp zıplıyormuş. Sevinçle karşılıyormuş o da Aysel anneannesini. Alparslan çantasına bakıp “Anneanne bana ne getirdin?” diye sorunca, Gece de yüzünü çantasına sokuyormuş. Ödül maması getirmiş mi diye o da bakıyormuş. Getirmez olur mu? Hemen alıveriyormuş çantanın içinden. “O da evin çocuğu, o da torunum.” diyor. “Biz ne yersek o da onu yiyor.” diyorlar.

Kendi içtikleri şişe suyundan veriyorlarmış ona da. Dışarı çıktıklarında onu evde bırakmıyorlarmış. Nereye giderlerse o da onlarlaymış. Nasıl mutludur Gece... Bu arada not düşeyim; Cebbar Ailesi Gece’den bahsederken “Gecemiz” diye anlatıyor. Çok duygulandım.

Cebbar Ailesi’ne dahil olan Gece’yi aldıkları barınağı şöyle anlatıyor Aysel teyze: “Barınaktaki köpeklerin o hüzünlü, o mahzun bakışlarını gördüm. Küçücük yerdeler. İstanbul’da sayısız barınak var. Herkes bir tane sahiplense, adam gibi alsa, adam gibi baksa sonradan barınaklara gerek kalmayacak. Barınakta hapis hayatı yaşıyorlar. Oralarda kapalı kalmaları gerçekten içler acısı bir durum. Hele ki yasaklı ırk diye ötekileştirilmiş olanlar daracık kafeslerde ölüme terk edilmiş, ölümü bekleyen canlar. Çok yazık. Büyük haksızlık. Allah’ın yarattığı can onlar. Yaşam haklarını ellerinden almak büyük günah. Vebali çok büyük.”

SemtPati mobil uygulamasını Apple Store ve Google Play’den telefonunuza indirebilirsiniz. Bir cana destek olmak, bir canın hayatını kurtarmak, ona aile olmak yaşamın en değerli kültürü, en anlamlı mutluluğudur. Bunun hazzını duymak için geç kalmayın.

Çocuklarınızı mutlaka bir hayvanla büyütün. Topluma sağlıklı birey yetiştirmenin baş yolu budur.

Gece’yi evlât edinme aşamasındaki takım çalışmasında başta İ.B.B., Koç Holding ve Kadıköy Belediyesi olmak üzere a’dan z’ye emeği geçen herkese bütün patiler adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Tüm bu çaba, özveri ve emekle en çok onu yaratan Allah’ı mutlu ettiniz. İnsanlığa hizmet ederek çok güzel örnek oldunuz. Aynı çaba, özveri ve emekle sokaklarda, barınaklarda yuva özlemiyle beklemekte olan tüm diğer patilerin de sevgi, huzur ve güven dolu yuvalarına tez zamanda kavuşmalarını tüm kalbimle diliyorum. Teşekkürler size

Ekrem amca, İpek abla… Teşekkürler hepinize Aysel teyze, Aslı abla, Zafer ağabey…

Teşekkürler sana Alparslan…

Ve mutluluklar sana Gece…