Aşk biter mi? Önce aşk ve evlilikten başlayalım.

İnsanın birine duyduğu yoğun hayranlık duygusuna aşk denir. Tabii diğer lezzetler de mutlaka olmalıdır. Ten kokusu uyumu tutku yaratır ve arzular başlar, olmayacak hayaller kurulur oldurulur, tatlı bir heyecan kaplar.

Ve büyük aşkların sonu genellikle evliliktir. Çünkü yuva kurmak çok sevimli ve sıcak hissettirir. Evlilik onaylıdır, özeldir, bir kere olur diye düşünülür, aileler mutludur. Çünkü nefis gelinlikler, nefis damatlıklar seçilmiş ve törenin başrol oyuncuları ve şık konuklardan oluşan muhteşem rüya gibi bir ortam yaratılmıştır. Böyledir düşününce. Partnerler birbirlerinin hayran oldukları yönlerini överken her şey güzelken balayı günleri gelir derken ve bir an bile birbirinden ayrı kalmak istemezken artık eve dönme zamanı gelmiştir. Akraba, aile ziyaretleri, arkadaşlarla hoş beş edilirken, yavaş yavaş kayınla başlayan bireylerle ilgili sorunlar oluşabilir. Bu biraz can sıkıcıdır olmasa keşke derken, aileye yeni katılacak minik bebeğin müjdesi gelir ve akabinde çiftte yarattığı bedensel, hormonal ve duygusal değişimler başlar. Bebek doğunca baba kucağına almaya bile ürkerken, sevgili karısının öne geçmiş annelik duygularına karşı heyecan, saygı, anlayış bazen de ihmal edilmişlik duygusuyla adapte olmaya çalışır. Koca yani baba bir yandan bu ikiliyi şaşkınlıkla izlemekte, karısının annelik eğitimi almış gibi bir ustalıkla yavrusunu sahiplenişine hayret etmektedir. Bu gibi olaylar aşkın şefkate, sorumluluğa yeni bir bireye alışma sürecine dönüşmesini sağlar. Bebeğin bakımıyla ilgili anneye erkek tarafının, babaya kız tarafının müdahalesi çok sempatik gelmeyebilir zaman zaman. Bu durumda yine bir takım anlaşmazlıklar, bir tarafın diğer tarafı idare çabaları falan derken, aşkta artık ortalıkta fazla görünmemektedir.

2- AŞK VE KISKANÇLIK

Aşıklar hayran oldukları özellikleri giderek küçümsemeye ve bastırmaya çalışınca kıskançlık da başlamış demektir. Aşkın en başında heyecan, uçuşan kelebekler, kalpte bir sevinç yangını, onsuz olamamak, onu keşfe çıkmak için dağları bayırları aşıp, okyanusu yüzerek geçmek. Mutluluk, mutluluk çığlıkları, şımarmak, gülmek vardır. Kıskançlığın en dibinde, kendini yetersiz hissetmek ve gelişmek için çaba harcamamak vardır. Yoksa o "seni gözümden bile kıskanıyorum" sözcüğü kapıldığın aşkın kahramanının, çevre tarafından da fark edilmemesi için olabilir. Eş ya da sevgilinin etrafta gazla itibar görmesi bir süre sonra rahatsız etmeye başlayabilir. Ve huzursuzluk başlar. Bu durum her şeyle ilgili olabilir. Partner çok güzel ya da çok yakışıklı olabilir. Sıcakkanlı, esprili ve dost canlısı olabilir. Ki zaten bu yüzden partnerinin ilgisini çekmiştir sonra zekâsıyla fazla göz önünde ve popülaritesi yüksek biri olabilir bu durumda herkes ona aşırı ilgi göstermektedir. İşinde popüler olabilir. Sosyal medyada popüler olabilir. Kıskanmanın çeşitleri vardır. Mesela paylaşımsızlık, hasetlik, şımarıklık, bencillik, bunlardan biri ya da toplamı bir insanda mevcutsa o insanla zaman zor geçer aşk kaçar gider.

3- AŞK VE İLGİ DURUMU

Sonra bir zaman geçer ve bir şeyler yolundan çıkar gibi olur, bir çekmecenin bozulması gibi. Artık hayranlık yerini yavaş yavaş, gizli hata bulmalara, kayıtsız kalmalara, iş ve benzeri sorunlarla dolu kafalara, bir zamanlar çok eğlendiren şımarıklıklara tahammülsüzlüğe ve sıkılmalara dönüşür.

Çünkü kişisel alan daralmaktadır.

Her şeyi birlikte yapmak, her gün aynı saatte yatmak ve yan yana uyumak zorunluluğu, aynı anda yemek yemek, gezmeye birlikte gitmek yeni bebekler yapmak, yani resmi geçitte olduğu gibi hep aynı adımlarla hareket etmek hayatın disiplin haline dönüşmesi durumunda aşk ortadan kaybolur.

Aşkı bitiren bir başka duygu durumuysa lakayt tavırlar, ilgisizlik, kişisel sorunlara dalma, yoğun iş temposu arasında o aşk dolu anlara, heyecana artık zaman ayıramamak.

Eşlerden biri dışarıda çalışırken diğerinin evinde de üretme ve yenilik, farklılık arzusunun olmaması. Çocuklarının eğitiminde öğretmen, mutfakta aşçı, evin düzeninde oto kontrolü sağlamak yerine, halinden şikâyetçi olmak, yorgun hissetmek, isteksiz hissetmekte aşkı yorar bitirir.

Sonuç aşk bulunması zor, bulununca da korunması zor olan, ama harika bir duygudur.

Bir sır vereyim simyacı olun. Simya büyüdür, sihirdir. Dönüşmek, dönüştürebilmektir, olumluluk ve umuttur, neşedir. Uymayanı uydurmaya çalışmak değil, yeni keşiflerde yürümektir. Simyacılar aşkı süsleyip, püsleyip, besleyip daima güldüren ve mutluluktan uçuran anlara dönüştürüp, yaratıp değişip, değiştirebilenlerdir.

Aşk dolu günler dilerim sevgili okurlarım.