Yalı Çapkını dizisinin fanları mı haklı senaristi mi?

Yalı Çapkını dizisinin her hafta değişen senaryosuna izleyiciler, fanlar, dizinin oyuncuları ve yabancı fanlar bile tepki göstermeye başladı.

Hatırlayacaksınız başarılı oyuncu Mert Ramazan Demir, Yalı Çapkını dizsisinin senaryosunun sürekli değişim içinde olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti.

Ancak Demir, senaryonun sosyal medya yorumlarına göre değişmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti ve şu açıklamayı yapmıştı.

"Bazen o hikâyeye sadık kalmadığın yerler oluyor. Benim hiç sevmediğim şey bu. Orada korkmadan ne anlatıyorsak onu anlatmamız gerekiyor. Öyle ilerlemiyor. Bir yerden sonra ya işte bu çocuk çok tepki gördü. Ya işte bu şöyle oldu falan. Hayır, biz o karakteri oynuyoruz neyse yolculuğu neyse onu yapsın, Şimdi sen bu sefer seyircinin dediğini kale alıp yapmaya başladığında o zaman ben Mert olarak da etkileniyorum bundan. Ya da Mert olarak kötü bir şey yani. Ben Ferit'i oynuyorum ama ben böyle biri değilime dönüyor. Çünkü buna gerçek bir kişi dâhil olduğunda hikâyenin dışında herhangi bir yorumda. Sonra şey oluyorsun böyle karakteri iyiye döndürüyor. Mesela ben de iyi birini oynamaya başlıyorum. Sonra tamamen bütün yük benim sırtımda kalıyor. O zaman sanki ben kötü biriymişim gibi. Ferit'i sanki ben böyle yapmışım gibi ya da diğer karakterler için de bu böyle. Öyle olmaması gerekiyor."

Mert Ramazan Demir, seyircinin isteğinin kaleme alınmamasından yana olduğunu, eğer öyle olursa Mert olarak etkilendiğini söylüyor.

Bu konuda haklı.

Ancak seyirci de bir konuda haklı…

Yenge-enişte ilişkisi toplumun ahlakını bozan bir senaryo!

Yenge-enişte ilişkisini konu alan senaryolar, Türk toplumunun genel ahlak ve aile yapısına ters düşüyor.

Bırakın Türk toplumunu, yurt dışından izleyenler bile tepki göstermiş bize.

“Siz Türkler belki kabul ediyorsunuz ama biz kabul etmiyoruz, bizde kere böyle bir konu işlenince hemen dizi kaldırılmıştı” gibi yorumlar beni derinden üzdü.

Bu tür senaryolar özellikle yurt dışında Türkiye’nin kültürel değerleri hakkında yanlış bir algı oluşturuyor.

Yurt dışında bile aile bağlarının önemini vurgulayan Türk toplumuna aykırı bulunmuş ve genç kuşaklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği kaygısı var.

Yapımcılar, toplum değerlerine duyarlı ve kültürü doğru temsil eden içerikler üretmeye özen göstermelidir.

Profesyonel bir oyuncunun da toplum ahlakını göz önünde bulundurması ve onu örnek alanların olduğunu unutmaması gerekir diye düşünüyorum.

Profesyonel oyuncular, toplumun onları izlediğini ve örnek aldığını unutmamalıdır. Sanatçılar, yalnızca yetenekleriyle değil, yaşam tarzları ve tutumlarıyla da topluma bir mesaj verir. Ahlaki değerleri gözetmek, hem mesleki sorumluluklarının bir parçası hem de topluma olumlu katkı sağlamanın bir yoludur. Elbette bu, bireysel özgürlüklerini tamamen sınırlamak anlamına gelmez; ancak toplum önündeki rollerinin farkında olmak önemlidir. Bu yaklaşım, sanatın daha anlamlı bir şekilde topluma hizmet etmesini sağlar.

Bilmem sizler ne düşünüyorsunuz?

Yalı Çapkını hepimizin beğendiği bir diziydi.

Tabii SeyFer ruhu ile…

Senaryo gereği SeyFer ruhu bitiyor diyelim ama yenge-enişte ilişkisine kadar düşecek bir senaryo olmamalıydı.

SeyFer ruhunun yok edilmesi ve özellikle bu yenge-enişte ilişkisi aslında başta Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir olmak üzere, Yalı Çapkını oyuncularını da rahatsız etmiş.

Özellikle Afra Saraçoğlu senaryo konusunda daha dikkatli ve daha profesyonel davranıyor.

Önceki bölümlerde Seyran ve Sinan’ın bir sahnesinde senaryo gereği öpüşme sahnesi yazılmıştı ve dizinin çekimleri devam ederken sete giderek o sahneyi görüntüleyen fanlar, sosyal medyada kıyameti koparmıştı.

Bunu gören yapım firması da öpüşme sahnesini fragmana dahi koymadan kaldırmıştı.

Bence yenge-enişte ilişkisini de bir an önce bitirmeli ve o bölümleri yurt dışına gitmeden öncede montajlayarak kaldırmalı diye düşünüyorum.

Bu arada Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir aşkı çok çok iyi gidiyor.

Bazı gelişmeler oluyor.

Bunları da kısa süre sonra kaleme alacağım.

Sevgi ve selamlarımla…