Asya coğrafyasında kadın ve hayvan olmak çok zor’du, artık imkânsız!

Büyük bir telâş içinde “yasa” adı altında bir ölüm fermanı çıkartıldı ve sonucu sayısız masumun hunharca katledilmesi oldu! Sokak hayvanlarını hedef gösterdiler!

Vebali elbette büyük!

Hiçbir başka konuda bu hızı görmedik ki yasası çıksın, yürürlüğe girsin ve uygulansın! Cinayetler, vahşetler, eziyetler bitmiyor! Yavru, hamile, aşılı, küpeli, sahipli, mahallenin evlâdı demeden ellerine geçirdiklerini çekiştire çekiştire götürüp katlediyorlar!

Hamile bir köpeği dört kişi zulümle, sürükleyerek götürüyor, yere yatırıp ayaklarıyla üzerine basarak boğazını kesebiliyor! “Düşünebiliyor musunuz?” diye sormuyorum çünkü düşünemediğimiz bu şeyler gerçekten yapıldı, yapılıyor! Çünkü sayısız kötü ruhlu kişinin önünü açtılar! “Allah Allah!” diye savaşa gidilir ya; görevlisi-sivili, “Şeytan Şeytan” diyerek masum köpeklere hücum ediyor! Kanunlarına seve seve (!) uyan Alamancılar, ta Almanyalardan kalkıp non-kanun memleketimizde köpekleri hedef tahtası yapıp, kurşuna dizdiler!

Vahşet egolarını zevkle tatmin etmekteler! Esenyurt’ta, bir yumurta daki kıramayan, yemeği önüne konsun diye ya anasının ya karısının eline bakan iki katliamperest zibidiyi, ellerinde çakmak, hayvanlar için yapılmış klübeleri yakmak üzereyken bir hayvanperest kadın durumu fark edip ifşa ediyor! Hayvanperest, videoya çekip üstlerine gidiyor da katliamperestler öyle uzuyorlar oradan! Satırla, sahilde köpek kovalayan mı istersiniz, kediyi derin dondurucuya atıp öldüren mi, Manisa’da, bahçesine girdi diye üç yavru kediyi fırça sapıyla vura vura katleden mi? Şahıs, güya tutuklandı! Tabii tabii! Onun canı kıymetli ya aman hayvanperestlerin eline düşmesin diye içeri kondu! Şimdilik! Bakın içeri atıldı demiyorum! Tabii ki iyi hâli göz önüne alınıp salıverilecek başıboş katliamperest! Ya rahatlıkla bunu videoya çekene ne demeli?

Ülkemiz ruh hastası dolu, farkında mıyız? Niğde, Ankara Altındağ ve saymakla bitmeyecek daha birçok yerde katliam var! Gitti masum onca canlı! Niye? Sırf kötülerin hazzı uğruna! Lütfen gördüğünüz bu tarz kişileri sosyal medyada ifşa edin, aman gözünüzü seveyim! Sosyal medya çok etkili! Başıboş bu katliamperestleri ifşa edin! Stephen Kingler, Agatha Cristieler bile romanlarında bu derece vahşet içermediler! Canla başla insanlık mücadelemize asılalım! Bu, resmen bir savaşa döndü! Devlet, masumları yok etmeyi tercih etti! Masumlara idam yasası çıkarttılar!

Zerre kadar vicdanları sızlamadı!

Ortalık canavar dolu! Güvenli değil! Bu kişiler çok tehlikeli! Bana göre uyutulması gereken asıl bu hasta ruhlu kişiler! Hadi sıfat olarak insan sanılarak uyutulmuyorlarsa da müebbet içeri tıkılmalılar! O da olmuyorsa kısırlaştırılmalılar ki lütfen rica ediyorum, üremesinler! Bari üremesinler! Devletin, asıl bu “başıboş insan” sorununu çözmesi gerek! Hem de acilen! Üremek demişken de… Anlamaya çalışıyorum ancak zekâm devre dışı kalıyor; belediye görevlisi veya sivil şahıslar, fırsat bu fırsat köpekleri toplayıp katlediyorlar ya; nasıl bir sevgisizlik kanseri ruhlarını sarmışsa, katlediş modelleri de kimine tecavüz edip sonra boğazlamak, boğazlarını kesmek, poşetlere tıkmak, sürükleyip katletmek, canlı canlı toprağa gömmek şeklinde falan ya; bu kişilerin birçoğunun evli ve aile babası olduğunu düşünüp, genellememi bunun üzerinden yapacağım: Muhtemelen bunların çoluk çocukları vardır! Peki bunlar nasıl birer babadır?

Evlerine kanlı ekmek götürüyorlar! “Babamız geldi!” diye kapıda karşılayan çocukları var! Babaları ise, yaradılanı sevmemiş Yaradan’dan ötürü ve kaç hayvanı yerinden yurdundan alıp, bir yere götürüp canlarını almış! Nasıl bakıyorlar çocuklarının yüzüne? Ya da bu çocuklar babalarının ne yaptığını bilip, bunu çok normal diye benimseyip yarına, bir sonraki neslin can alıcıları olarak mı yetişiyorlar? Peki ya hanımları? Hadi diyelim çocuklara çaktırmadılar! Çocuk, yemeğini yiyip odasına çekildikten sonra hanımı sordu:

“Eee, bey… Ne yaptın bugün?”

“Ne yapayım hanım? Yine şu kadar, bu kadar köpeği öldürdük! Hele bir tanesi vardı; sürtük, hamileydi! Dört kişi abandık, boğazını kestik! Karnında p*çleriyle geberttik! Çok şükür bugün de böyle geçti. Ekmek parası, ne yapacaksın hanım… Şükür Allah’a, alın teriyle kazanıyoruz…”

Ya da sivil şahıslar!

“Hanımcığım, üstüme vazife edindim… Hazır yasa çıkmışken, gönüllü olarak can alıyorum!”

“Aslan kocam, paşaların paşası beyim…”

“Eee hanım, geç oldu… Karnım doydu, çayımı içtim, meyvemi yedim… Hadi yatalım gari…”

Sonra bu kadınlar bu adamlarla sevişiyor! Yani sevişmek derken, öyle dokunmalı, hisli, duygulu olanından bahsetmiyorum! Bu ruhta olan bir erkek, kadına dokunacak, öpecek, koklayacak, öyle sevişecek, ha? Sevgiden, duygudan uzak bu şahıslar! Tabii ki imkânsız! Ama kadın sevişildiğini sanıyor çünkü bu şahısla evli olduğu için sevişmek diye bildiği şey bu! Halbuki cinsel birleşiyorlar! Adam rahatlıyor ve işi bitince de derin horultuya dalıyor! Bu arada kadın, rahatlamanın nasıl bir şey olduğunu bile bilmiyor çünkü görevi, rahatlatmak! Mecazen adam da ertesi gün kafası rahat, bedeni rahat bir şekilde işe gidiyor. Ah unuttum! Esas vicdanı rahat! Öylece, vicdanı rahat gidiyor işe ve yeni canlar alıyor! Söyleyeyim; benim kocam böyle bir şahıs olsa, tek bir canlıya zarar verdiği an onu boşarım değil aynı sofraya oturmak, vücuduma dokundurtmak! Meraklı toplumuzdur, mutlaka sorarız  ya:

“Eşiniz ne iş yapıyor?”

“Masum ve savunmasız canlıları öldürüyor.”         

“Bunlar insan mı?” diye sormak istemiyorum, yanıt belli elbette! Sevilmemiş, hasarlı ruhlar! Bunların ne kalbinde ne düşüncesinde “ahiret günü” diye bir inanış var! Başıboş ya da başıdolu fark etmeksizin, cellat bunlar! Azrail’i kenara itmişler, kendileri Azrail olmuş tebdili kıyafet hunharca can alıyorlar! Hiç birinde Allah korkusu diye bir şey yok! Çok rahatlar! Sanki çoluk çocukları yok ve hani olur da “Ya çarpılırsak!” korkuları ya da dertleri yok! Genişlik ebatları o biçim! Ebat genişledikçe vicdan mı daralıyor, nedir? Allah’ı bu derece korkusuzca hiçe saymak, cidden yürek ötesi bir şey olsa gerek ya da hani hep duasını ederiz ya “Rabbim, bizi dinden imandan ayırma…” diye; demek ki bu dua kabul olmamış! Bu nedir Allah aşkına! Pardon düzeltiyorum çünkü Allah’ı sayan yok! Bu nedir Şeytan aşkına! Velhasıl, Asya coğrafyasında kadın olmak ve hayvan olmak çok zor’du, artık imkânsız! Ancak bir de meleklerimiz var; Seren Serengil, Ömür Gedik, Hande Yener, Başak Dizer Tatlıtuğ, Kıvanç Tatlıtuğ, Derin Mermerci, Verda Penso Merve Özenbay Bilimli, Oğuz Bilimli ve niceleri… Cennet, ONLARIN ayakları altında! İyi ki varlarmış!

#yasayıgeriçek