Gel evdeki kuru soğanı da kaptır bunlara!

İnsan denilen varlığı hayvanlardan ayıran en üstün özelliği akıl denilen bir şeye sahip olmasıdır. Sahip olduğumuz ne varsa başımıza dert olduğu gibi, doğal olarak insanlığın akıldan yana da başı dertte. Derler ya tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur diye. Akıl olduğundan dolayı da hep tasalıyız. Atasözlerimize baktığımız da da “Akıllı olup milletin derdini çekeceğine deli olda millet senin derdini çeksin” misali farklı farklı anlatımlar mevcut kültürümüzde. Yani anlaşılan o ki atalarımızda bu akıl mevhumundan çekmişler. Hayata ve olaylara baktığınızda da akıl dışı olaylar sarmıştır etrafınızı, bir türlü anlam veremezsiniz.

Mutlaka hemen hemen herkes bir anlık ta olsa çıldırmak istemiştir.

İşte bende çıldırasıya bir istekle bu günlerde aklımı tatile çıkarıp delirme hakkımı kullanmak istiyorum. Malum ya bu ülke de akıl bayağı keyfli…

Habire tatillerde zaman öldürmeye meraklı.

Şu an delirme hakkını kullanmak isteyen milyonların olduğunu ve bunları bir araya getirirsek yüzde doksan oyla iktidara geleceği kesin. Diğer yüzde onluk kısım ise kaymak tabakası. Onların ne delirmeye ne akıllı olmaya ihtiyaçları var. Alimallah istem dışı yellenseniz suratınız kıpkırmızı olur ama bu bile o kaymaklı tabakanın işine yarar. Ondan gündem oluşturur bir şekilde kendi faydalarına hizmet edecek şekle sokarlar. Bu haseple yellenmeniz boşa gitmeyeceğinden, delirmenin yanı sıra yellenme hakkınızı da bir anlıkta olsa kime yarar diye düşünmeden kullanın. Çok keyif alacaksınız inanın.

Yav arkadaş kendi irademle delirme hakkımı kullanmak istiyorum ama ona da fırsat vermiyorlar. Bakın basın, medya, siyaset, artistler, cart curt kim varsa kaymak tabakasından yada bunlara hizmet tabakasından delirmemiz için ölesiye gayret sarf ediyorlar. Bu ülkede vatandaş olarak ne hasta olmaya ne delirmeye hakkımız kaldı. Ya illa siz mi hasta edeceksiniz? Siz mi saçma sapan bizleri yönetip deli edeceksiniz? Yüce makamları sahiplenen ufak adamlar sizlere söylüyorum. Sizlerin beceriksizliğinden değil de şöyle bu memlekette derdimize derman bir tek adam kalmadı ulan deyip Akıl tadıyla deliremeyecek miyiz kardeşim ya…

İlk önce bizleri evlere kapattılar, neden kapattıklarını tam açıklayamadan ilk önce çelişkili açıklamalarla aklımızı yokladılar. Baktılar dayanıklıyız sonrasında Masumlar Apartmanı, Camdaki Kız, damdaki oğlan hesabı, hayatımızda duymadığımız ne kadar psikopat hareketler varsa ha bire pompaladılar. Bu dizi filmlerde ha bire bağırmalar, çığırmalar, diğer dizi filmde kırbaçlar, kelepçeler…

Ya arkadaş zamanını da nasıl denk getiriyorlar tam eve kapandık aklımıza çöktüler. Bunu bir tek kelimesi doğru olamayan tarihi filmlerle desteklediler.

Doğruya çıldırırken tek milletiz hesabı, milli bir ruha, mehter marşına, biraz da gaza ihtiyaç var. Bu tarihi kişilikler mezardan çıksa onlarda delirecekler. Kim ulan bu benim kılığıma girmiş? Kimseler diye. Bakın delirme sınırımız tarihi boyutları aşmaya başladı.

Tam aklımıza kendine gel derken bir de Sedat Peker mevzu çıktı. Bu hırçın ağabeyimiz doğru yanlış zaten hiç bilemediğimiz bir sürü siyasilerin, derinlerin, çukurları, falan filanların kirli donlarını sergiledi. Çeşit çeşit kokulu seç seçebilirsen… Menekşe kokulu, lavanta kokulu, burnun hangi kokuya aşina ise…

Sonrasında biz biriz, birbirimizi biliriz hesabı adalet sorgulaması sonuçlanmadan, biz kahraman bir ekibiz diyenlerde türedi.

Abi Sedat Peker denilen bu adamın bir lafı hoşuma gitti, “kim temiz toplum diyorsa dikkat edin “diye. Ne kadar doğru tespit…

Adam vatansever mi, terörist mi, suç örgütü mü orasını ben bilmem neyse ne…

Ne olursa olsun ağabey doğruya doğru.

Ya arkadaş delirme hakkını kullanmak için gerekçe yazayım dersem herhalde 1000 ciltlik bir ansiklopedi olur. Tabii bu millet okuma alışkanı olmadığından boşa kağıt maliyeti çıkar ortaya. İsraf etmeyelim. Sonra Allah muhafaza kaynaklarımız tükenirse, bu kaymaklı tabakanın ekmeğine zeval gelirse, gel evdeki kuru soğanı da kaptır bunlara.