X 20

Zeki Müren'i yakın arkadaşı Göksenin Çakmak anlattı!

OnurAkayMedya/ÖZEL - Zeki Müren’in yakın arkadaşı Göksenin Çakmak'ın, İzmir Karşıyaka Dostluk Grubu Türk sanat müziği korosunun şefi Ahmet Eren Özen’e yaptığı açıklamalar çok konuşalacak.
 Tarih: 11-12-2020 10:08:29
Zeki Müren'i yakın arkadaşı Göksenin Çakmak anlattı!

Sanat Güneşi Zeki Müren’in yakın arkadaşı Göksenin Çakmak, İzmir Karşıyaka Dostluk Grubu Türk sanat müziği korosunun şefi Ahmet Eren Özen’e konuştu. Özen, Çakmak’dan izin alarak Grup Gazetesi'nde yayımlanan o röportajı ilk kez OnurAkayMedya’ya gönderdi.

İşte Zeki Müren’in doğum günü nedeni ile yapılan o röportaj:

AHMET EREN ÖZEN

Zeki Müren denilince aklıma ilk olarak onun en yakın arkadaşı Göksenin Çakmak gelir. Emekli felsefe öğretmeni Göksenin Çakmak Karşıyaka'da ikamet ediyor. Onun geniş bilgi ve tecrübelerinden yararlanmak hele ki Zeki Müren'le ilgili anılarını birinci ağızdan dinlemek muhteşem.

AEÖ: Zeki Müren'i ölüm yıldönümü olan 24 Eylül'de andığımız gibi, doğum günü olan 6 Aralık'ta da anmayı borç biliyoruz. Gazetemizin bu sayısını Zeki Müren Özel Sayısı ilan ettik. Hem sevenleri hem de sanat tarihimiz açısından 6 Aralık 1931 tarihi çok önemli. Zeki Müren'in dünyaya merhaba diyerek hayat mücadelesinin başladığı günden ölümüne kadar uzanan 65 yıllık sürede Zeki Müren, sahneye getirdiği yeniliklerden, bestelerine, etkilediği kişilerden, sanat mekanlarına katkılarına kadar her anlamda gerçek bir sanatçıdır. Halkı için çabalamış, halka ulaşmak adına her bir yolu katetmiş bu büyük sanatçı doğum günlerinde ne yapardı?

Doğum gününde geç kalkardı. Ben onun İstanbul ya da Bodrum'daki evindeysem gördüğüm manzara şuydu: Evvela gelen çiçekler sayılırdı. Kimlerden ne gelmiş diye bakılırdı. Yardımcıları gelen çiçeklerin kartvizitlerini ona takdim eder o da çıkar çiçeklerin konulduğu verenda ya da balkona kimden ne geldiyse gelen çiçekleri sahipleri ile eşleştirirdi. Zeki bey doğum günlerinde çok da büyük bir sevinç duymazdı. Doğum günlerinde onun “iyi ki doğdum” diyerek kutlama yaptığını, pasta kestiğini hiç hatırlamıyorum. Genellikle yalnız kalmayı tercih ederdi. Yani doğum günlerini önemsemezdi, ayrı bir önem atfetmezdi. Sabah yatıp zaten gün biterken uyandığı için akşam ancak toparlanıyor olurdu. Tabii gazino günlerinde böyle değilmiş; gazinoda kutlanırmış doğum günü.

AEÖ: Batıl inançları var mıydı?

6 Aralık 1931'de öğleye doğru dünyaya gelmiş… Dolayısıyla yay burcuydu. Burcunun özelliklerini taşıyan bir insandı. Burçlara inanırdı. Bunları okur, üzerine espri yapardı. Espriye bayılırdı. Zeki Müren'in bazı batıl inançları da vardı. Kesinlikle nazara inanırdı. Nazar boncuğu taşırdı. Sahneye çıkarken, sağ ayağını atarak çıkardı. Sahneye çıkmadan evvel duasını okur, elini sahnenin arkasındaki kapıya üç kez vurur öyle çıkardı. Ve bir yere seyahate çıkıldıysa eve geri dönmenin uğursuzluk olduğuna inanırdı. Evde unuttuğu bir şey için asla geriye dönmezdi. Çok lüzumlu bir şeyse yardımcıları geri döner alır; kendisi asla gitmezdi.

AEÖ: Size nazar konusunda bir anısını mutlaka anlatmıştır...

Bir gün annesi Bursa'dan Zeki Müren'e telefon ediyor ve “Kol böreği yaptım, atla İstanbul'dan arabayla gel.” diyor… Zeki bey de şoförünün kullandığı arabayla Bursa'ya ulaşıyor. Eve geliyor. Börek hazır, ortaya yoğurt dökülüyor. Tam yiyecekleri esnada kapı çalınıyor. Teyzesinin kızı geliyor. Teyze kızı, “bensiz börek mi yiyecektiniz, boğazınızda kalsın” dediği anda tavandaki avize kopuyor yerinden, tepsinin üzerine düşüyor ve bir parça börek yiyemeden dönüyor İstanbul'a Zeki Müren. Yine nazara olan inancına bir örnek olarak da sahneye çıktığında Grafson şirketinin kendisine hediyesi olan pırlanta yüzüğünün birdenbire tuz buz olup yok olup gittiğini anlatırdı. İnsanların olumsuz bakışlarının kocaman yüzüğe değip yüzüğü parçaladığına inanırdı.

AEÖ: Kendisinden sonra yerine geçmesi için bir veliaht yetiştirmiş miydi?

Zeki Müren kendisinden sonra yerine geçmesi için kimseye el vermedi. Veliahtını ilan etmedi. Kimseyi beğenmedi. Sorulduğu zamanlarda da kendisine zarar vermeyecek isimleri saydı. Bayanlarda Muazzez Abacı erkeklerde Ahmet Özhan ismini söyledi gazetecilere.

AEÖ: Sizin Zeki Müren'le çok yaşanmışlıklarınız var. Belki bunların bir kısmını anlatabiliyorsunuz, elbette anlatamadıklarınız var. Sizinle ilişkisi nasıldı?

Biz Zeki Müren'le 1979'da tanıştık. İki dost gibi olduk. Bana sırlarını verirdi. Özel hayatıyla ilgili bazı konular... Gerçi ben yine de bazı şeyleri anlattım. Özellikle internette 620 bini aşkın izlenme alan Şokopop programında çok şeyler anlattım. Orada en açık, en umulmadık şeyleri bile anlattım. Yurt Gazetesi'nde altı gün boyunca süren anlatılarım oldu.

AEÖ: Bazı Zeki Müren hayranları, sizi bu konuda tenkit ediyorlar. Zeki Müren'in özel hayatını herkesle paylaştığınız için kızıyorlar.

Ekşi Sözlük'te okudum. Bu eleştirileri biliyorum, okudum. Bilerek yaptım. Çünkü zaten kendisi benden hayatını yazmamı istedi. Bir gün bunalıma girip ajandasını 4'üncü Levent'teki evinde yaktı. Kendi yazdığı anılarının olduğu beş tane defteri üst üste koyup bir bunalım neticesinde onları yaktı. Sonra pişmanlık duydu; “ben bunları neden yaptım” diye. Zaman zaman “git gel”leri olurdu herkes gibi. Pişmanlıklarından herhalde biri de budur. Sonra bana döndü dedi ki “sen zaten benim hayatımı çok iyi biliyorsun, gerekirse Gökoş sen bunları kaleme al, bildiklerini yazabilirsin” dedi. Ben de ondan müsaade istedim. Tabii bunu ispatlayamam. Bunun bir ses ya da görüntü kaydını almadım çünkü. Ben de bu izne dayanarak olduğu gibi bütün açıklığıyla oturdum yazdım. İnsanlardan tepki gelecek diye gerçeği saptıramazdım. Rakıyı ayran diye gösteremezdim.

AEÖ: Bir kitapta toplayarak yazmayı düşündünüz mü?

Bu yazılarımın müsveddesi hazır. Gerek Türkiye'den gerekse de yurtdışından basımıyla ilgili teklifler geldi. Çekya'dan Hırvatistan'dan telefonla beni bulup da ulaşan bana teklifte bulunanlar oldu. Beni arayanlara şöyle dedim: “Her şey hazır, ancak Zeki Müren'in mirası üzerinde iki vakfın yani Mehmetçik ve Türk Eğitim Vakfı'nın hakları var. Şu anda evet demem mümkün değil. Üstelik Can Yayınları'nın avukatı olan bayan bana sakıncalı yerler var diyerek yetmiş yerine işaret koyduklarını söyledi. Beni İstanbul'a sakıncalı yerleri düzeltmek için çağırdılar. İsim ya da ifade değişikliği yapalım önerisinde bulundular. Öyle kaldı sürüncemede. İsimler değiştirilip, ifadeler başka türlü yazıldığında evet mahkemeden kurtulacağız belki ama o zaman da kitabın basılmasına ve okunmasına değer olan durum ortadan kalkacak. Şimdi araya yıllar geldi, halbuki bitirmek gerekir ama maddi manevi sonuçlarına katlanmak gerekir. Buna hazırsanız yapalım.”

AEÖ: Bence bunları mutlaka kitaba almalısınız. Pandemi sürecinde evdeyken bunu tamamlayabilirsiniz. Türk halkı sanat güneşinin hayatını yakından tanımalı.

Ama yetmiş yere işaret konunca, metni inceleyen iki avukat da davalar açılır deyince ne yapabilirsiniz? Mesela Zeki Müren ile Müzeyyen Senar arasındaki bağı da yazdım. Zeki Müren, Müzeyyen Senar'ın bastığı taşları adeta sayardı ama onunla ilgili her düşüncesi olumlu değildi. Neyse söylemeyeyim gerisini. Çünkü Feraye var oğlu Ömer var; bana dava açabilirler. Ya da Zeki Bey'in bizzat kendi ailesi ve akrabaları ile ilgili düşünceleri. Bunları yazıldığı zaman akrabalarından gelecek davalara da hazırlıklı olmak lazım.

AEÖ: Kurgu şeklinde bir roman olarak hazırlanırsa zannederim dava konusu olmaz.

Gazeteci Şenay Düdek ile karşılaştığımda o da öyle söyledi. İsim vermeden yazıldığında da bir anlamı kalmaz. Zeki Müren ile diğer kişiler arasındaki ilişki açık olarak söylenmediği zaman siyasetçilerden tutun aktör ve aktrislere kadar pekçok kimseden bahsediyorum; okuyucu ne anlayacak? O kadar çok sanat, iş ve politika dünyasından ünlü isimler var ki Zeki Bey'in muhatap olduğu. Ben bunları açık olarak yazsam davalardan başımızı kaldıramayız. Kapalı olarak yazsam üç nokta koysam saçma bir şey olacak. Anlamı kalmayacak!

AEÖ: Zeki Müren'in ünlü isimlerle yaşadığı problemler arasında en çok karşısına çıkan isim olarak Bülent Ersoy'u biliyoruz. Zeki bey sürekli olarak önüne konulan bu isme nasıl bakardı?

Zeki Müren ile Bülent Ersoy üç kez karşılaşıyorlar. Bunların ikisi Altın Kelebek ödül törenleri. Biliyorsunuz 1981'de yılın erkek sanatçısı ödülünü Zeki Müren yılın kadın sanatçısı ödülünü Bülent Ersoy almıştı. Zeki Müren bunu bir kandırmaca olarak görüyordu. “O kadın değil ben de erkek değilim” diyerek Ersoy'un kadınları, kendisinin ise erkekleri temsil etmesini aldatmaca olarak görürdü. Diğer karşılaşmaları ise Nigar Uluer'in doğum gününde oluyor. Orada ikisini bir araya getiren ve basına yaranmak için yapılan bir karşılaşma bu. İkisi birlikte “Baharı Bekleyen Kumrular Gibi”yi seslendiriyorlar hatta. Nigar Uluer'e bu olaydan ötürü küstüğü söylenir ama doğru değil. Ona başka bir olaydan hatta benim önümde gerçekleşen bir olay nedeniyle küsmüştü. Neyse sözü uzatmayayım Zeki bey Bülent Ersoy'u hiç sevmedi. Hatta ondan nefret ederdi.

AEÖ: Acaba bu nefretin nedeni Zeki beyin Maksim Gazinosu'ndan uzak olduğu ve geri döneceği konuşulan günlerde birden bire Bülent Ersoy'un Maksim Gazinosu'na assolist olarak getirilmesi miydi?

Bülent Ersoy'u soy ismi daha Erkoç iken Müzeyyen Senar dinliyor ve gazino hayatı böylece başlıyor. Müzeyyen Senar onu Fahrettin Aslan'a tavsiye ediyor ve Müjdat Gezen ise sahneye daha uygun olduğu düşüncesiyle soyismini yumuşatıp Ersoy yapıyor. Dinleyici de seviyor bu yeni şarkıcıyı ve oradan bugünlere kadar geliyor. Zeki Müren, Bülent Ersoy'un okuyuş tarzını hiç beğenmezdi. Bazı ağır kelimeler bile kullanmıştır bu hususta ama söylemeyeceğim. Suç teşkil edebilir. Ama onun çok bağıra bağıra okuduğunu ve bu tarzın Türk Sanat Müziği'ne hiç yakışmadığını pavyon tarzı olduğunu söylerdi. Zeki Müren bulunduğu yerde Bülent Ersoy'dan bahsedildiği zaman hemen orayı terk ederdi ve Ersoy için cinsiyet değişikliği yaptığı için “altın makas” derdi. Başka kelimeler de söylerdi tabi ama ben onu söyleyemiyorum.

AEÖ: Yani sevmemesinin altında en çok ne yatıyordu?

Kişiliğini beğenmiyordu öncelikle. Bir taraftan da rakibiydi doğrusu. İtiraz edemeyiz. Bülent Ersoy'un şarkılarının bir kısmını dinleyip beğendiğini de biliyorum. Zeki Müren Bülent Ersoy'u kendi hayatından tamamen yasaklamış değildi. Güzel okuduğu şarkılar için “güzel okumuş” derdi. Ama Zeki bey kendisinin Haftasonu Gazetesi tarafından devamlı olarak Bülent Ersoy ile mukayese edilmesinden, rakip olarak gösterilmesinden nefret etti. “Ben yılların Zeki Müren'iyim. O dünün Bülent'i. Nasıl benle bir tutulur? Ben bir besteciyim, söz yazarıyım, şairim, desinatörüm aynı zamanda. O ise yalnızca bir icracı. Şarkı söylemenin dışında hangi özelliği var?” derdi ve bence de haklıydı bu konuda. Gerek aralarındaki 21 yaşın getirdiği kuşak farkı gerekse de bu özellikler nedeniyle her bakımdan eşitmiş gibi sayılıp kıyaslanmasından hoşlanmazdı.

AEÖ: Bazı açıklamalar var. Zeki Müren Bodrum'daki son inziva yıllarında bir tek Bülent Ersoy ile telefonla görüşürmüş. Doğru mu?

Kesinlikle yalan. Öyle bir telefon gelse bile zaten açmazdı. Kendisinin direkt telefona çıkması sözkonusu değildi. Ancak yardımcıları telefon açıp haber veriyordu kimin aradığını. Ona göre Zeki bey de paralel telefon da konuşur ya da konuşmazdı. Hiçbir zaman Bülent'i sevmedi! Ve nefret etti ondan. Açıkça söylüyorum. Bülent Ersoy da duysun!

AEÖ: Peki Bülent Ersoy'u hiç engellemeye çalıştı mı? Rahmetli Adnan Şenses'i engellediği gibi.

Hayır engellemeye çalışmadı. Nasıl engelleyecekti? Adnan beyi engellediği bir iddiadır. Ben ona da katılmıyorum. Çünkü derdi ki “herkes kendi yeteneği doğrultusu neyse o düzeyde şöhret basamaklarını çıkar ya da iner. Ben kimseyi engellemedim ama beni herkes engellemeye çalıştı.” Burun damlasına asit damlatılarak sesini kaybetmesini isteyenler olduğunu söylerdi. Hatta Zeki Müren bunu daha sonra “Kırık Plak” adıyla filme de çekti. Yani o filmin konusu hakikatdir.

AEÖ: Fahrettin Aslan ile ilgili iddialar da var.

Ben Zeki Müren'in Fahrettin Aslan'dan dayak yediği ve elbiselerinin sokağa atıldığı iddialarına asla inanmıyorum. Aralarında çeşitli konularda mutlaka sıkıntılar vardı ama bu iddiaları abartılı buluyorum. Böyle bir şey olacağını, Zeki Müren'e kimsenin iki tokat atacağına inanamıyorum. Böyle iddialar var. Belki de o olaylardan sonra bir daha Zeki Müren Fahrettin Aslan'ın gazinosuna dönmemiş olabilir. Bu arada orada Bülent Ersoy assolist oluyor. Zeki beyin kendisine bu konuyu sormadım. Yeterli bilgim yok.

AEÖ: Zeki Müren'in Bursa'daki cenazesinde Bülent Ersoy da vardı.

Zeki Müren'in vefatında mezarının başında Bülent Ersoy ben ve Muazzez Ersoy vardık. Bülent Hanım gerçekten çok üzülmüştü. Sürekli ağlıyor ve dualar ediyordu. Bizzat gördüm. Cenazeden sonra ben İzmir'e döndüm ama o Bursa'da kaldı. Hatta Zeki Bey'in teyzesinin kızının kızı Özlem Güner'in evinde okunan mevlide kalıyor. Evde oturacak yer bulamayınca bir kenarda yerde oturuyor ve Özlem de ona “şov mu yapmaya geldin buraya, reklam mı yapıyorsun” diyerek bağırdığı, kovduğu söyleniyor. Bu tabii hiç hoş bir olay değil. Müren'in kaybından samimi olarak üzülen Bülent Ersoy'u rencide etmenin hiçbir manası yoktur. Cenazede de beraberdik Bülent Hanım ile hatta bir ara arkadan kalabalık ittirince ikimiz birden Zeki beyin mezarına düşecektik. Az daha öteki dünyaya üçümüz birden gidecektik.

AEÖ: Zeki Müren yaşıyor olsa idi...

Zeki Müren yaşamış olsaydı; 89 yaşında olacaktı; tabii şarkı söyleyemiyor belki de birçok melekesini kaybetmiş olacaktı. Hareket edemiyordu kilosundan dolayı biliyorsunuz. Ancak sağ olsaydı ve kaç yaşına gelirse gelsin kişiler hakkındaki düşüncelerinin değişeceğini sanmam. Belki de katmerleşmiş olarak nefret edecekti Bülent'ten. Zeki Bey, Bülent Ersoy'un fuardaki konserinde göğüslerini gösterip suç işlemesini hiç unutmadı, böyle birisini sevemezdi. Tabii Bülent Ersoy da cinsel kimliğinden dolayı çok çekti. Senelerce sahne yasağı nedeniyle çalışamadı. Almanya'da yaşamak zorunda kaldı; orada çektiği filmlerle geçinmeye çalıştı. Ta ki Turgut Özal sayesinde yasağı kalkıncaya, pembe nüfus alıncaya dek…

AEÖ: Zeki Müren muhafazakar kişilerce çok sert eleştiriliyor. Kötü örnek olduğu söyleniyor.

Zeki Müren Allah'a inanırdı. İnançlıydı. Mutlaka dua ederek sahneye çıkardı. Ama asla namaz kıldığını görmedim. Fakat Allah'a inancı tamdı. Bu nedenle Zeki Bey'e zaman zaman yöneltilen haksız eleştiriler beni çok üzüyor. Son olarak Özdemir Erdoğan'ın toplumun ahlakını Zeki Müren bozdu iddiasına ben Özdemir Erdoğan'ın çıplak fotolu albüm kapağını sosyal medyamdan paylaşıp kendisine hatırlatarak itiraz ettim. Dişilik özelliği taşıyan erkeklerin, kadınsı davranış gösteren erkeklerin veya eşcinsel olanların sağlıklı ya da heteroseksüel normal olarak kabul edilen insanlar için kötü örnek olduğu iddiası yanlış. Hiçkimse Zeki Müren'i rol model alarak eşcinsel olmaz. Bu söylemler bilinçsizlikten kaynaklanıyor.

AEÖ: Yani?

Bunun bilimsel yönünü anlayamıyorlar. Ebru Gündeş de böyle düşünür ancak bu insanların cehaletinden kaynaklanıyor. İnsan doğuştan bu özellikleri taşır. Fakat bir süre sonra ortaya çıkar. Zeki Müren, Cemil İpekçi gibi isimlerin varlığı çağımızda insanların cinsel yönelimlerini rahatça konuşmalarına bir nebze de olsa yardımcı olmuş olabilir. Ancak Bülent Ersoy öyle değildir. O hep “ben kadınım” demiş ve cesaret edip operasyon geçirmiştir. Zeki Müren hiçbir zaman ameliyat olmayı düşünmedi, tüylerini bile aldırmadı. Ameliyat olanlara “kendilerini sakat bırakıyorlar” diyerek acırdı. Dolayısıyla şimdi olsa Selin Ciğerci, Ayta Sözeri ya da Murat Övüç gibi isimlere gülerdi. Cinsel kimlikleriyle ilgili olarak ameliyat geçiren insanlar erkeklerden de daha saldırgan davranış gösterirler. Alsancak'ta bu tipleri görüyoruz. Toplum baskı yaptıkça ve dışladıkça onlar da agresifleşiyorlar.

AEÖ: Zeki beyin sevmediğiniz yönleri var mıydı?

Zeki Müren'in açık seçik konuşması, içkiyi fazla kaçırınca küfelik olup, ordan oraya taşınan bir varlık olması beni çok üzmüştür. Toplumda şöhretine yakışmayacak şekilde davrandığı olurdu. Bunlar da onun negatif tarafıydı. Halbuki büyük bir sanatçı olarak özel hayatını daha gizli mekanlarda yaşasaydı daha iyi olurdu kanaatindeyim. Cimri değil hesabiydi. Yani yerinde ve zamanında harcamayı seven biriydi. Parasını dağıtmazdı. Ancak dostlarına takviye olsun diye ufak hediyeler verirdi. Bana da farklı zamanlarda toplamda altı adet cumhuriyet altını zarfa koyup vermiştir. Bodrum'a geliş gidişlerimde kullanmam için. Ama hiçbir zaman bana veya bir başkasına kalkıp da ev almadı. Böyle bir şey isteseydim de almazdı hatta kovardı. Dolayısıyla Radi Dikici'nin kitabında Zeki Müren'in çevresindekilere çok para dağıttığı bilgisi yanlıştır. Dikici keşke kitabı yazarken bana danışsaydı.

AEÖ: Zeki Müren'i çok taklit eden çıktı. Ama Zeki Müren'in sözüdür “taklitler aslını yaşatır” ve öyle de öyle oldu. Zeki Müren vefat edeli çeyrek yüzyıl olduğu halde anılıyor ama taklitleri daha sağken unutuldular.

Zeki Müren çok büyük bir isimdi. Unutulmadı, unutulmayacak. Maalesef daha 65 yaşında bitmişti. Bir et yığını haline gelmişti. Öldü de kurtuldu. Kültürpark'ta öldüğü yerin yakınındaki manolya ağacının altına heykeli yapılması çok iyi olur. Yine Karşıyaka Dostluk Grubu'nun İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne verdiği dilekçede belirtilen; Bostanlı Pazarı'nın karşısında yer alan, günbatımının izlendiği pergola alanın “Batmayan Güneş Zeki Müren Açıkhava Sanat Alanı” teklifi gerçekleşirse fevkalede olur. Dostum, arkadaşım; Zeki Müren'i özlüyorum. Onunla olan sohbetlerimiz, güzel anılarımız bir an bile aklımdan çıkmıyor. Rahmetle anıyorum.

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER Özel Röportaj Haberleri
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 38 33 2 3 92 26 102 +66
2 Fenerbahçe 38 31 1 6 99 31 99 +68
3 Trabzonspor 38 21 13 4 69 50 67 +19
4 Başakşehir FK 38 18 13 7 57 43 61 +14
5 Kasımpaşa 38 16 14 8 62 65 56 -3
6 Beşiktaş 38 16 14 8 52 47 56 +5
7 Sivasspor 38 14 12 12 47 54 54 -7
8 Alanyaspor 38 12 10 16 53 50 52 +3
9 Çaykur Rizespor 38 14 16 8 48 58 50 -10
10 Antalyaspor 38 12 13 13 44 49 49 -5
11 Gaziantep FK 38 12 18 8 50 57 44 -7
12 Adana Demirspor 38 10 14 14 54 61 44 -7
13 Samsunspor 38 11 17 10 42 52 43 -10
14 Kayserispor 38 11 15 12 44 57 42 -13
15 Hatayspor 38 9 15 14 45 52 41 -7
16 Konyaspor 38 9 15 14 40 53 41 -13
17 MKE Ankaragücü 38 8 14 16 46 52 40 -6
18 Fatih Karagümrük 38 10 18 10 49 52 40 -3
19 Pendikspor 38 9 19 10 42 73 37 -31
20 İstanbulspor 38 4 27 7 27 80 16 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 34 24 7 3 77 31 75 +46
2 Göztepe 34 21 6 7 60 20 70 +40
3 Sakaryaspor 34 17 8 9 50 35 60 +15
4 Bodrumspor 34 15 7 12 43 22 57 +21
5 Çorum FK 34 16 10 8 55 36 56 +19
6 Kocaelispor 34 16 11 7 48 41 55 +7
7 Boluspor 34 15 11 8 33 35 53 -2
8 Gençlerbirliği 34 13 9 12 39 33 51 +6
9 Bandırmaspor 34 13 10 11 49 32 50 +17
10 Erzurumspor FK 34 12 11 11 30 34 44 -4
11 Ümraniyespor 34 12 15 7 40 47 43 -7
12 Manisa FK 34 9 12 13 40 40 40 0
13 Keçiörengücü 34 10 14 10 34 43 40 -9
14 Adanaspor 34 11 17 6 28 45 39 -17
15 Şanlıurfaspor 34 9 14 11 32 37 38 -5
16 Tuzlaspor 34 9 14 11 35 47 38 -12
17 Altay 34 5 25 4 16 76 10 -60
18 Giresunspor 34 2 28 4 16 71 7 -55
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 36 26 5 5 83 29 83 +54
2 Van Spor FK 36 24 6 6 63 37 75 +26
3 Bucaspor 1928 36 21 5 10 54 25 73 +29
4 1461 Trabzon FK 36 21 6 9 71 39 72 +32
5 Ankaraspor 36 15 8 13 45 35 58 +10
6 Yeni Mersin İdman Yurdu 36 16 10 10 50 36 58 +14
7 Beyoğlu Yeniçarşıspor 36 15 14 7 47 38 52 +9
8 Karacabey Belediye Spor 36 13 11 12 43 37 51 +6
9 Ankara Demirspor 36 15 16 5 43 46 50 -3
10 Diyarbekir Spor 36 12 15 9 39 41 45 -2
11 Kırklarelispor 36 11 14 11 33 41 44 -8
12 Altınordu 36 10 13 13 45 39 43 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 36 10 14 12 25 38 42 -13
14 Serik Belediyespor 36 10 16 10 29 45 40 -16
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 36 11 17 8 41 57 38 -16
17 Kırşehir Futbol SK 36 5 23 8 38 76 23 -38
18 Bursaspor 36 6 22 8 28 64 23 -36
19 Adıyaman FK 36 4 25 7 28 63 19 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 09/08/2024 Alanyaspor vs Eyüpspor
 09/08/2024 Antalyaspor vs Göztepe
 09/08/2024 Bodrum FK vs Gaziantep FK
 09/08/2024 Çaykur Rizespor vs Başakşehir FK
 09/08/2024 Fenerbahçe vs Adana Demirspor
 09/08/2024 Galatasaray vs Hatayspor
 09/08/2024 Kasımpaşa vs Konyaspor
 09/08/2024 Samsunspor vs Beşiktaş
 09/08/2024 Sivasspor vs Trabzonspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/05/2024 Kocaelispor 0 - 2 Sakaryaspor
 11/05/2024 Erzurumspor FK 0 - 4 Eyüpspor
 11/05/2024 Boluspor 2 - 1 Çorum FK
 11/05/2024 Göztepe 1 - 1 Bodrum FK
 11/05/2024 Adanaspor 1 - 0 Bandırmaspor
 11/05/2024 Tuzlaspor 1 - 1 Gençlerbirliği
 11/05/2024 Şanlıurfaspor 2 - 0 Manisa FK
 10/05/2024 Giresunspor 1 - 2 Ümraniyespor
 10/05/2024 Keçiörengücü 1 - 1 Altay
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI