Karahan Çantay’ın ardından…
İçinde kim bilir ne yaralar saklıydı? Artık huzurda uyusun. Yazık. Genç. Anladığım kadarıyla, güzellik yarışmasında dereceye girmesi, aklını da katarak, pek bir şey kazandırmamış. Ya da Osmanlı İmparatorluğu geçmişlerindeki gibi bir kadın için, aşk için HAYAT'ı kaybetmiş... Kendi tercihlerimizle yaşarız. Tercihlerimizin sonucu da bizi birçok şeye mecbur kılar. Birçok yerde okudum; "Mecbur kaldım gitmeye." demiş. İçinde kim bilir neleri tuttu? Hatasıyla, sevabıyla, sunulmuş hayatını tamamlayıp bu dünyadan gitti. Elim bir kaza... Ancak YAZI! Rahmet olsun. Fanatiği ya da hayranı değildim, ancak çok üzüldüm. "Morgda kaldı, alınmayı bekliyor." dendi. "Kimse almadı." gibilerinden yorumlar duydum, okudum. Öldükten sonra BOŞ…
Cenaze de evlenirken yapılan düğünler gibi işin görsel kısmı... Mevtanın bedeni için bir nevi animasyon. Naaşı morgdaymış, topraktaymış, geçmiş ola! Artık ruhu ait olduğu HER YERDE!
Bedenen yıllardır Taylan'da imiş, şimdi ise ruhen olmak istediği her yerde! Girmek istediği her gönülde ya da tek birinde... Bunu biz hiçbir zaman bilmeyeceğiz. Bir onun ruhu, bir de onu yanına alan Allah bilecek.
Bir gün biz de ebediyete göç edeceğiz. Medyatiksek, medyada iyi - kötü, doğru - eğri anlatılıp samimi veya usulen rahmet dileneceğiz. Halktansak eşimiz, ailemiz, dostumuz yanıp konuşacak, rahmet dileyecek ya da tam tersi... Yaşıyorum ve şu anda bu yazıyı yazıyorum. Yayınlanıp da okunduğunda yaşıyor olacak mıyım; kim bilir? Yazılarımızı yazan Allah, anılarımızı çizen bizleriz...
İsmen tanıdım, cismen değil. Kırgın bir kaple bu dünyadan ayrıldığını düşündüğüm Karahan Çantay'a tüm empati duygumla rahmet diliyorum.
* * *
MİŞ’Lİ, MIŞ’LI, MUŞ’LU, MÜŞ’LÜ HİKÂYEDE KADINLAR VE GÜNLERİ!
Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun’muş!
Sahte geliyor bana!
Kutlamayın efendim!
Özellikle de bizim ülkede kutlanmasın!
Hem zulmet hem tecavüz et hem as hem kes hem biç, sonra DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN!
Hiç de bile!
Eğer oluyorsa İNSANLAR GÜNÜ olsun! Hele bir insan olabilelim de ası lonu kutlayalım!
Bu birrr!
Geri beyin ve ileri cahil birçok aile tarafından küçücük yaşlarda çocukların gelin edildiği, acizlikleri veya egoları yüzünden eşleri ya da babaları tarafından daha baba ocağında şiddete maruz kaldığı, eşinden ayrıldı diye ya da eşinden ayrılıp yeni biri ile yeni bir hayat kurdu diye öldürüldüğü ya da aç köpekten daha aç gözü ile her baktığı kadına-kıza ya da mini etek giydi diye gözü dönüp salyasını toplayamayıp eline geçtiği fırsatta elinde bir silah ya da kendi aşağılık üç beş kişilik grubu ile güç birliği oluşturup da elinin, ağzının savunmasız hale getirilip tecavüz edilip, sonra da hunharca katledildiği ve daha birçok uzak yakın benzer kadına- kıza sevgisiz ve saygısız davranış beyni ve karakteri ile dopdolu olan bu ülke insanı hangi yüzle çıkar da “Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun!” der!
Sert bir dille oldu ama dürüstçe oldu!
Bu da ikiii!
Kadınlar çiçektir!
Kadınlar baştacıdır!
Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir!
Kadına şiddete hayır!
Ve benzer sloganları atıp da çoğunluk tarafından kadına hak tanınmadığı, kadının cinsel nesne görüldüğü, kadının taciz edildiği, kadına şiddet uygulandığı bir toplum içinde yaşıyoruz ve bu mantıkta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ise, 1 Ocak’tan itibaren 8 Mart hariç taaa 31 Aralık’a kadar her gün Dünya Erkekler Günü an be an kutlanıyor! William Shakespeare’in örnek olarak defalarca paylaştığım bir sözüdür:
“Konuşma, örnekol!”
Ve bu da üççç!
Ben Ülkü Gözen Stewart olarak Dünya Kadınlar Günü adı altında bir kutlamayı samimi bulmuyorum. Kadının hak ve hukukunun bunca taciz edildiği bu ülkede bu gayet de ikiyüzlü bir davranış ve sahte bir kutlamadan ibaret. Zulüm, tecavüz, asma, kesme, biçme, hepsi diz boyu, sonra 8 Mart gelsin ve DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!
Hayır efendim, kesinlikle ve kesinlikle İNSANLAR GÜNÜ olsun; İNSAN OLABİLELİM ve onu kutlayalım!
Eh, bu da KAPAK!
Sevgiler, saygılar efendim.