Sizi saygıya davet ediyorum Sayın Ajda Pekkan!

Ajda Pekkan, geçtiğimiz günlerde ‘Mazhar Alanson ile Misafir’ programına konuk oldu ve ‘Sanat Güneşi’ Zeki Müren’in alt kadrosunda çalıştığı yıllardaki bazı anılarını, Zeki Müren’in “Faşist ruhunu orada gördüm” sözleri ile anlattı.

Pekkan, şöyle konuştu:

“Onun sinirli olduğu zamanı görmemem gerekiyordu. Gördüm ne yazık ki. Bir mikrofon hadisemiz oldu, çok fena. AKG mikrofon vardı o zamanlar, kare mikrofonlar. Onunla şarkı söylüyorum ama sesim bana boğuk geliyor. Şeref ve Gürsel vardı arkada. Onlara dedim ki ‘Bana biraz eko verir misiniz?’ Birazcık böyle derinlik istiyorum. O zamanlar müzik terminolojisini de bilmiyorum, sadece eko biliyorum. ‘Tabii’ dediler, verdiler. Bitirdim programı, tam içeri giriyorum, arkada kıyamet kopuyor. Dayak yiyor çocuklar. ‘Niye verdiniz ekoyu’ diye. O faşist ruhu ilk orada gördüm.”

Ben merhum Zeki Müren’i çok seven biri olduğum için bu konuşmaları ve bu tabirleri içime sindiremedim.

Zeki Müren gibi büyük bir sanatçının ardından kötü bir şey söylemek, toplumun değerleriyle çelişiyor. Bu durum, hem Müren’in ailesi hem de sevenleri tarafından hoş karşılanmaz ve bazen ciddi tepkilere yol açabilir.

Biliyorsunuz Diva Bülent Ersoy da Zeki Müren ile ilgili açıklamalar yapmıştı ve Diva, tamamen doğruyu söylediği halde, ölünün arkasından konuştu diye adeta linç edilmiş ve büyük bir tepki ile karşılaşmıştı.

Ancak, Ajda Pekkan’ın bu açıklamaları nedense gündeme getirilmedi ve kale alınmadı.

Ben uzun yıllardır magazin yazarlığı yapıyorum ve basın mensubu arkadaşlarımın bu konuyla yeteri kadar ilgilenmemeleri ve lâyıkıyla değerlendirmemeleri yüreğimi burktu.

Bülent Ersoy ve Zeki Müren, Türk sanat müziğinin en önemli ve ikonlaşmış iki ismidir. İkisi de müzik dünyasında devleşmiş sanatçılar olup, farklı dönemlerde büyük başarılar elde etmişlerdir.

Sayın Ajda Pekkan, siz Bülent Hanım’dan sonra, Türk musikisi severlerin Sayın Zeki Müren beyefendi konusunda nedenli sahip çıkıcı olduğunu gösterdikleri halde, neyinize ve kime güvenerek böyle bir konuşma tarzı ile büyük Zeki Müren’e laf söyleyebilecek o gücü kimden veya kimlerden alıyorsunuz?

Zeki Müren hayranları neden sizin ipinizi çekmiyor?

Kaldı ki Bülent Ersoy Zeki Müren’e böyle sözler söylemediği gibi, müzikalitesi ve sanatı ile ilgili hiç konuşmamıştı. Sadece özel yaşamı ile ilgili konuşmuştu. Saygı ve sevgi duyduğunu da her zaman ifade eden Diva, sadece kendisi ile Müren’in arasında yaşananları dile getirmiş ve konu sosyal medyada dallandırılıp budaklandırılınca, özel hayatı ile ilgili de belgelerle açıklama yapmıştı.

Senelerce Bülent Hanım Zeki Müren’i hep korumuştur ve programlarında ölünün arkasından konuşulmaz diyerek, konuşan konuklarını da yanındaki hep uyarmıştır.

Hatta Diva Bülent Ersoy’un TV8 ekranlarında yaptığı açıklamalarda canlı yayında bende vardım ve her açıklamayı belgesi ile yapmıştı.

Ve bu senede medyamız olarak verdiğimiz Zeki Müren Büyük Ödülü’nün Jüri Başkanlığını bile Bülent Ersoy hanımefendi üstlendi. Jüri seçici kurulu bazı isimleri önermişti ve o isimleri Bülent Hanım’a ilettiğimiz vakit ısrarla “hayır efendim Sayın Zeki Müren gibi büyük bir sanatçının ismi ile verilecek ödül sadece kıymetli bir sanatçımıza yakışır, o da istisnasız Muazzez Abacı olmalıdır” diyerek tüm jüriye karşı tavrını koymuştu.

Ajda Hanım, siz Zeki Müren beyefendinin solist altıydınız ve size eko verilmesini istememesi de son derece doğal.

Bir anınızı paylaşacaksanız sadece bunu söyleyebilirdiniz.

Bu konuda halkın hassasiyetini, vereceği tepkiyi bildiğiniz halde, “Faşist ruhunu orada gördüm” sözleriniz çok fütursuzca, şahsen içime sindiremiyorum, çok ayıp!

Ben köşe yazarı olarak üzerime düşen vazifeyi yapmakla mükellefim ve Zeki Müren gibi bir sanatçıyı eleştirerek toplumdan da çekinmeyen bir tavır içinde olduğunuzu ifade etmek isterim.

Büyük bir sanatçının arkasından konuşurken onun toplumsal statüsünü düşünmeniz hem de kültürel ve etik değerlere saygılı olmanızı isterdim. Zeki Müren, hem Türkiye'nin sanat dünyasında hem de halkın gözünde bir ikon haline gelmiş olduğundan, onun arkasından söylediğiniz bu sözleri saygısızlık olarak düşünüyorum ve sizi saygıya davet ediyorum.

Bu arada sizi Diva Bülent Ersoy, Türkan Şoray ve Emel Sayın’ın da 50. Yıl Onur Ödülü aldığı Altın Kelebek Ödülleri’nde göremedim. Bülent Hanım’ın, Türkan Hanım’ın ve Emel Hanım’ın ablası olduğunuz halde orada neden olmadığınızı sonra anladım.

Çünkü siz 50. yılınızı değil, 60. yılınızı doldurdunuz.

Ajda Pekkan’ın 12 Şubat 1946 doğumlu ve 78 yaşında olduğu söylenir ama bunun aslı şöyledir:

Ajda Pekkan, 1980 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi Atilla Özdemiroğlu'nun bestelediği Petrol şarkısı ile temsil ettiğinde, tam 41 yaşındaydı. 2016 yılında kaybettiğimiz Atilla Özdemiroğlu, vefatından önce katıldığı ve bazı ünlü isimlerin de bulunduğu bir sohbette, "Ajda Pekkan'a 1980 yılında 41 yaşında Eurovision Şarkı Yarışması'na katılıyorsun, 41 kere maşallah dedim. Ajda duymasın yaşı da ortaya çıktı." ifadelerini kullanmıştı. Ben Özdemiroğlu'nun bu açıklamasını 3 ayrı kaynaktan araştırdım. Benim de tanıdığım Ajda'nın bir doktoru bana, Ajda Pekkan'ın nüfus cüzdanını gördüğünü ve Ajda'nın 1939 doğumlu olduğunu söylemişti. Yine ulaştığım Ajda'nın bir okul arkadaşı da 1939 doğumlu olduğunu söylemişti. Gazino dönemlerinde sahneye çıkan sanatçılar, zorunlu olarak mutlaka nüfus cüzdanları ile valiliğe gidip, sahneye çıkabilmek için izin belgesi alırlarmış ve gazinolar, kadrolarında çıkan sanatçıların izin belgesi dosyalarını oluştururmuş. Ben, tesadüfen o yıllarda oluşturulmuş bazı izin belgesi dosyalarına da ulaştım ve Ajda Hanım'la birlikte birçok sanatçının nüfus cüzdanı bilgilerini, bu sefer kendi gözlerimle gördüm. Ajda, bilindiği gibi 12 Şubat 1946 doğumlu yani 78 yaşında değil. Ajda Pekkan, 12 Şubat 1939 doğumlu yani tam 85 yaşındadır ve kendisine bu fiziği için helal olsun demekten başka hiçbir şey denmez.

Bülent Hanım’a, Türkan Hanım’a, Emel Hanım’a ve Ajda Hanım’a Allah’tan nice sanat yılları, sağlıklı ve uzun ömürler dilerim.