Türk sanat müziğinin değer kaybında TRT'nin rolü!

TRT, Türk sanat müziğine büyük önem veren bir kurumdu.

25 Tem 2024 - 11:18 YAYINLANMA

Asırlardır Türkiye’de, Osmanlı’dan bu yana makamlara dayalı olarak icra edilen ve günümüzde hala hak ettiği değeri görmese de ayakta kalmayı başaran Türk sanat müziği, kültürel mirasımızın en önemli unsurlarından biridir. Türk sanat müziği, sanatsal zenginliği ve tarihi önemiyle dikkat çeken bir müzik türüdür. Batı müziğinde bir nota iki eşit parçaya bölünürken, Türk sanat müziğinde bir nota dokuz eşit parçaya bölünür. Bu küçük bilgi bile Türk sanat müziğinin sanatsal zenginliği hakkında bir fikir verebilir. Peki, ne oldu da bu kadar önemli bir müzik türü, günümüzde değersizleşti?

Bu konu birçok açıdan ele alınabilir, ancak burada önemli bir rol oynayan kurum TRT'dir. Türkiye’ye televizyon teknolojisinin yerleşmesiyle birlikte TRT, Türk sanat müziğine büyük önem veren bir kurumdu. Mesela o dönemlerde, Türk sanat müziği icra etmeyen sanatçıların TRT’ye çıkması engellenmişti. Örneğin; Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses gibi sanatçılar TRT’ye çıkamazdı. TRT’de musiki icrası için özenle seçilmiş Türk Sanat Müziği sanatçıları yer alır ve bu tür en profesyonel sanatçılar tarafından icra edilirdi. Behiye Aksoy, Müzeyyen Senar, Bülent Ersoy, Zeki Müren, Nesrin Sipahi, Hamiyet Yüceses gibi isimler bu müziğin en önemli ve sevilen temsilcilerindendi.

Ancak zamanla TRT, Türk sanat müziğine verdiği değeri kaybetti. Bu türü yaşatmak için bir zamanlar birçok sanatçıyı yasaklayan TRT, günümüzde musikiye hiçbir katkısı olmayan, söylediği şarkılarda anlam bütünlüğü bulunmayan, batı tarzını baz alan eğitimsiz ve bilgisiz şarkıcıları bünyesinde barındırır hale geldi. Bu durum, Türk sanat müziğine verilen önemin yavaş yavaş azalmasına hatta bitme noktasına gelmesine neden oldu. Halbuki TRT, yeni nesile Türk sanat müziğini tanıtabilir, sevdirebilir ve bu uğurda çaba gösterebilirdi. Böylelikle, her şeyimizi kaybettiğimiz bu dönemde en azından sanatsal değerlerimizi kaybetmemiş olurduk.

Üstelik TRT’nin bunu yapmak için ekstra bir çaba harcamasına gerek yoktu. 1964 yılından beri yayın hayatına devam eden TRT, bünyesinde Bülent Ersoy, Zeki Müren, Melahat Pars, Nesrin Sipahi, İnci Çayırlı gibi birçok önemli sanatçının kayıtlarını barındırıyor. TRT, bu kayıtları yayınlayarak çizgisini bozmadan ve doğru adımlarla Türk sanat müziğine önem vermeye devam etseydi, bu eşsiz müzik türü hala zirvede olurdu ve çok sevilip dinlenen bir tür haline gelirdi. Hala Türk sanat müziğine önem veren bir genç nesil var, ancak onlar da bir azınlık halinde kaldı. Gençlerimiz, Türk sanat müziği sanatçısı olmak isteseler bile işsiz kalma korkusuyla konservatuara gitmiyor ve bu hayallerini öncelik olarak almıyorlar. Çünkü yeni nesil şarkıcıların icraları bilgiye ihtiyaç duymuyor. Bilgiye ihtiyaç duyan Türk sanat müziği ise unutulmaya yüz tutmuş durumda.

Bu durumun tek sorumlusu TRT diyemeyiz, ancak bu süreçte çok büyük bir rol oynadığı kesin ve nettir. TRT, eski değerlerine dönüp Türk sanat müziğine gereken önemi verirse, ilerleyen zamanda “Namütenahi derin bir kuyu.” olarak addettiğimiz Türk sanat müziği yeniden hak ettiği yere gelebilir ve yeni nesillere aktarılabilir.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: