Artık sen ona benzeyeceksin!

Picasso resmini çizmek için Stein’i modellik koltuğuna oturtarak 90 kez resmini çizer ve olmadı diyerek çizdikten sonra siler. Sonrasında Stein’i karşına almadan yani modelsiz resmini çizer. Ve nihayet bir resim ortaya çıkar.

Bunu gören Stein “benzememiş bana ama” der.

Picasso’nun cevabı tarihsel nitelikte bir cevaptır.

“ARTIK SEN ONA BENZEYECEKSİN”

Evet, ülkemizde günü birlik muhatap olduğumuz asimilasyonlarla kimlik bunalımına giren toplumumuzun, tek elden çizilmeye çalışılan bir resmidir Picasso’nun tarihi cevabı.

Kimlik bunalımımız yazılı ve görsel medyanın dayatmasıyla ilk önce İslami değerlerimizin alçaltılmasıyla alaya alınmasıyla başladı, sonrasında bencil insan tiplemesi çizildi. Yani birilerinin elinde boya kalem habire dayatılan insan tiplemesi çizildi.

Ve sonuç…

Bize benzemeyen resme o kadar aşina olduk ki birilerine benzedik ama bu öyle bir tipleme ki yeryüzünde eşi benzeri yok.

Çizende şaşırmıştır muhtemelen.

Ve toplum olarak bizleri modellik koltuğuna oturtmadan gayet istedikleri şekilde bize şekilsiz şekiller veriyorlar.

İşin en kötü tarafı toplum olarak ressama tepki vermiyor “benzememiş bana ama” bile demiyoruz. Hep bir ağızdan itaat efendim diyoruz. Onlarda “Artık sen ona benzeyeceksin” deyip de bizi rencide etmiyorlar.

Karşılıklı sevgi ve saygıyla yürüyüp gidiyor bu işler.

Kısaca düşman reçetelerinde şifa arayan yitirdiği sağlığına kavuşamaz. Ve kendini sürekli tekrar eden bir sistemin içine yerleştirildiğimiz bu çağda, ancak ressamın bize yakıştırarak çizdiği resmi çöpe atarak doğruları bulabiliriz.

KADIYI SATIN ALDIĞIN GÜN…

“Aklı öldürürsen, ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde, millet bölünür. Kadı'yı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün: Devlet de ölür...” Fatih Sultan Mehmet

Toplum olarak onursuz adam diyelim bir küçük çocuğa tecavüz ettiği zaman hep bir ağızdan herkes şunu düşünür ya da bir ortamda şöyle söylerdi.

“Hapishane de kesinlikle bu adamı şişlerler”

Evet, adaleti hapishanedeki suçlundan bekleyecek kadar adaletin olmadığı bir ülkede başka nasıl bir düşünceye sahip olabiliriz.

Ve bu günler de mafya lideri olarak anılan bir adamın ağzından çıkanlar akla zarar. Mafya ne yapıyor kendisiyle beraber hareket eden asalakları ifşa ediyor. Ne yazık ki doğru olup olmadığını tespit etmesi gerekenler gevşek davrandığı için, sadece bir iddia boyutundan öteye gidemiyor…

Neredeyse mafya lideri denilen adam kahraman olacak bu ülkede.

Millet aman yakalanma ağabey bize daha çok anlatacakların var diye nara atıyor. Gelinen duruma bakın.

Eleştirisel bir şey dediğinizde ise “ülkeyi yıkmak milli güvenliğimize saldırmak “ falan filandan başlıyorlar kendilerini savunmaya…

Aslında bu konuların cevabı o kadar net ki; Ama cevap verebilene, ayıbı ve açığı olmayana, her şeyi ortada olana. Bunlar olmayınca sadece laf salatası. Milletin balık hafızası. Öteleme. Ciddiye almayın.. Falan filanlar…

Velhasılı kelam…

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır…

Atasözümüze binaen;

Ne yazık ki ayakların baş, başların ayak olduğu bir ülkede yaşamak yarım akıllı olmayı gerektirir.