Genlerimde bir Kızılderililik olduğuna inanıyorum
Doğa olmazsa sen bir hiçsin!
Biliyorsun değil mi?
Ne alacak nefesin, ne yiyecek yemeğin, ne ısınacak odunun, ne oturacak mobilyan, ne giyecek elbisen, ne kullanacak sabunun, ne izleyip de rahatlayacağın manzaran, ne sahiplendiğin bir dost hayvanın olmayacak farkındasın değil mi?
Yani umarım farkındasındır!
Ne spor yapabileceksin doğada, ne piknik, ne de gölgelenebileceğin bir alan!
Sen yokken de o vardı…
Biliyorsun değil mi?
Yani umarım biliyorsundur!
Sen aslında bir hiçsin ey insan denen yaratık!
Daha fazla yok etme!
Daha fazla talan etme!
Daha fazla katletme!
Sen olmasan da doğa yaşar ve hatta sensiz çok daha güzel, çok daha sağlıklı yaşar. Onun sana hiç ihtiyacı yok. Ama sen ona gebesin unutma.
Sen kimsin be onun yanında?
Koca bir hiç!
İyi i beyninin sadece yüzde 3’ü ile 5’i arasını kullanabiliyorsun. Ancak Albert Einstein gibileri yüzde 10’unu kullanabiliyor! O da zaten atomu bulmuş, hepten mahvolmuş dünya.
Eğer beynimizin yarısını bile kullanıyor olsaydık iyice şeytanın köleleriydik.
Çünkü insan nedense hep kötü olanın peşinden gidiyor. Örneğin, ben genlerimde bir Kızılderililik olduğuna inanıyorum.
Keza onlar da Orta Asya’dan gitmeler…
Kızılderililerin doğa sevgisini, öğretilerini örnek alıyorum kendime. Şamanların doğa ile ilgili ritüellerini, inançlarını seviyorum. İyi insanlar da var elbet bu dünyada. Misal bir sakızın jelatinini dahi çöp kutusu bulana dek cebinde taşıyanlar. Örnek ben…
Doğayı sevin, doğayı seveni sevin!
Doğayı koruyun!
Doğayı korumayı öğretin!
Yoksa ölürsünüz!