Tarihimizin Parlayan Yıldızı: Nisanur Erbil
O zamanlar bir voleybol takımında oynuyordu ve o ışık her hareketinde parlıyordu.
Merhaba sevgili okurlarımız, bugün size bir başarı hikâyesi anlatmak istiyorum. Bu, sadece bir başarı değil; azim, inanç ve hayallerin gerçeğe dönüşmesinin hikâyesi...
Bilenler bilir, ben bir öğretmenim. 2015-2016 Eğitim-Öğretim yılında, ilkokul stajımı yapmak üzere Samsun’da bir ortaokula gittim. 7. sınıflara giren bir öğretmenin stajyeriydim.
O sınıfta birçok güzel ruhlu çocuk tanıdım ama biri vardı ki… Hani derler ya “doğuştan yıldız ışığı var” diye, tam da öyle biriydi. O zamanlar bir voleybol takımında oynuyordu ve o ışık her hareketinde parlıyordu.
Aradan yıllar geçti. O genç kız milli sporcu olma hayaliyle yanıp tutuştu, çalıştı, çabaladı, asla pes etmedi. Şimdi neden bunları anlattığımı merak ediyorsunuz, değil mi? Çünkü o kız büyüdü, 21 yaşına geldi ve milli sporcu olarak olimpiyatlara katılmaya hak kazandı.
29 Temmuz’da Türkiye saati ile 11.50’de, ülkemizi olimpiyatlarda eskrim dalında temsil eden ilk kadın olarak tarih yazacak. O benim güzel kızım! Ona şans dileyelim, dualarımızı gönderelim ve tüm güzel enerjilerimizi onunla paylaşalım, olur mu?
Bu yazıyı kaleme almamın bir diğer nedeni de şu ki; bu günlerde hepimizin biraz umuda ihtiyacı var. Dünyada kötülük kol gezerken, hatırlamamız gereken bir şey var: Sevgili hocam
Barış Özkırış’ın da dediği gibi; kötülük, iyiliğin gölgesidir. İyilik var oldukça, kötülükten bahsedebiliriz. İçimizdeki iyiyi güçlendirmeliyiz. İsyan etmek dışında çözümler var, olmalı ve yoksa da bulmalıyız!
Hepinize selam, Nisanur Erbil’e kucak dolusu sevgi…