Barış Gerçekten Geliyor mu?
Atılan adımlar gerçekten barışa mı çıkıyor, yoksa sadece zamana mı oynanıyor?
Yine mi bir süreç başlıyor?
Yine mi umutlanmalı, yoksa geçmişin hayal kırıklıklarına mı sarılmalı?
Atılan adımlar gerçekten barışa mı çıkıyor, yoksa sadece zamana mı oynanıyor?
Kim, kiminle konuşuyor?
Bu konuşmalar şeffaf mı yürütülüyor, yoksa halktan bir şeyler gizleniyor mu?
Sessizliğin ardında samimiyet mi var, yoksa yeni bir hesap mı?
Silahlar sustuğunda her şey susar mı?
Adalet olmadan, hakikat konuşulmadan, geçmişin yaraları sarılmadan barış olur mu?
Bir taraf susarken, diğer tarafın dili kesiliyor mu?
Barış demek, sadece çatışmasızlık mı?
Barış, aynı zamanda bir vicdan, bir kültür, bir yüzleşme değil mi?
İnsanlar affetmeye hazır mı, devlet dinlemeye, halk anlamaya hazır mı?
Aynı hatalar tekrarlanacak mı?
Yine masa kurulur kurulmaz bozulacak mı?
Bu kez sahici bir irade var mı, yoksa bu da geçmişteki gibi bir parantez mi?
Barış, sokakta nasıl yankı buluyor?
İnsanlar gerçekten barış istiyor mu, yoksa sadece yorgun mu düştü?
Barış, sadece dağlarda mı aranmalı, yoksa şehirlerin kalbinde mi?
En çok sorulması gereken soru ise bu değil mi:
Barışa hazır mıyız?
Ciddi miyiz?
Gerçekten mi?
Saygılarımla…