Dünyayı düzeltmek için ne yapmalısın?
Dünya haritasını düzeltmek istiyoruz, ama önce insanı düzeltmeli miyiz?
Bir gün işten yorgun argın gelen bir baba, kapıda küçük oğluyla karşılaşır. Çocuk babasını görünce hemen üzerine atlar ve onunla oynamak istediğini söyler. Ama baba o kadar yorgundur ki, içeri girer girmez kendini kanepenin üzerine atıverir. Ancak çocuk, babasının dinlenmesini umursamadan oyun isteğine devam eder. Baba, sonunda çocuğuna şöyle der: “Evladım, seninle oynayacağım ama bir şartım var.” Çocuk hemen ne istersen yapacağını söyler, yeter ki birlikte oynasınlar. Baba, odadaki dünya haritasına göz atar, haritayı alır, birkaç parçaya böler ve çocuğuna verir: “Eğer bu haritayı tekrar birleştirirsen, seninle oynayacağım.”
Çocuk heyecanla haritayı alır, odaya koşar. Baba, bir süre sonra rahatlıkla dinlenebileceğini düşünerek gözlerini kapar. Ancak çok geçmeden, çocuk haritayı tamamlayıp gelir. Baba, hayretler içinde çocuğuna sorar: “Nasıl bu kadar kısa sürede bunu başardın? O harita o kadar karmaşıktı ki, ben bile düzgün bir şekilde birleştiremezdim!” Çocuk ise bir gülümsemeyle cevabını verir: “Babacığım, haritanın arkasında bir insan resmi vardı. Ben önce o insanı düzelttim. Sonra dünya düzeldi.”
İşte bu, çoğumuzun unuttuğu bir gerçeği gözler önüne seriyor. Dünya haritasını düzeltmek istiyoruz, ama önce insanı düzeltmeli miyiz? Kendimize bakmadan, çevremizdeki düzensizlikleri ve adaletsizlikleri değiştirmeyi hayal ediyor muyuz? İçsel karmaşamız dışarıdaki düzene nasıl yansıyor?
Dünyayı değiştirmek, toplumu dönüştürmek ya da adaletli bir yaşam kurmak istiyoruz. Fakat bazen sorulması gereken soru, dışarıdaki kaosu düzeltmek için içimizdeki kaosu düzeltip düzeltmediğimiz olmalı. Kendimize dönüp bakmadan, başkalarını değiştirmek ne kadar gerçekçi olabilir?
Çocuk, harita üzerinden büyük bir ders verir. Dünya düzeltmek istiyorsak, önce kendimizi düzeltmeliyiz. Eğer insanı iyileştirirsek, dünya da kendi yolunda iyileşecektir. Belki de önce içsel haritamızı birleştirerek, dış dünyada da gerçek değişimi yaratabiliriz.
O halde, dünyayı değiştirmeye başlamadan önce, önce kendimize dönüp bakmayı hiç düşündük mü?