Savaş mı Barış mı?

Bugün dünyanın dört bir yanında hâlâ silahlar susmuyorsa, bu insanlığın değil, hırsın ve körleşmiş egoların eseridir.

22 Nis 2025 - 13:50 YAYINLANMA

Tarihin her sayfasına baktığımızda, savaşın kanlı izlerini görürüz. Toprak için, ideoloji için, güç için... İnsanlık savaşla yoğrulmuş bir geçmişe sahip. Fakat her savaş, ardından bir sessizlik, bir yıkım ve büyük bir pişmanlık bırakmıştır. O zaman sormalı: Gerçekten kazanan kimdir? Yoksa herkes biraz eksilir mi?

Savaş, kahramanlık destanlarıyla yüceltilse de, aslında arkada bıraktığı yetim çocukların gözyaşlarıdır. Bir annenin oğluna son kez sarılamayışıdır. Gençliğini cephelerde kaybedenlerin sessiz çığlığıdır. Hiçbir savaş, barışın huzurunu getirmemiştir. Zafer ilan edenler bile, içlerinde kayıpların sızısını taşırlar.

Barış ise sessizdir, gösterişsizdir. Belki nutuklarla kutlanmaz ama kalpleri onarır. İnsanları bir arada tutar, yaraları sarar. Bir çocuğun sabah güvenle okula gidebilmesi, bir annenin evladına korkusuzca sarılabilmesi, bir gencin hayal kurabilmesi barışla mümkündür.

Elbette adaletin olmadığı bir barış, sessiz bir zulüm olabilir. Ama adil bir barış, savaşın en ihtişamlı zaferinden daha kıymetlidir. Çünkü savaş, insanı öldürür; barış ise insanı yaşatır.

Bugün dünyanın dört bir yanında hâlâ silahlar susmuyorsa, bu insanlığın değil, hırsın ve körleşmiş egoların eseridir. Oysa dünya, herkese yetecek kadar büyük; paylaşmayı bilirsek, anlamayı ve sevmeyi öğrenirsek...

Savaş mı, barış mı? Bu sorunun cevabı aslında vicdanlarımızda gizli. Yıkım mı istiyoruz, umut mu? Mezarlar mı kazalım, geleceği mi inşa edelim?

Benim cevabım net: Barış, her zaman daha zor olandır ama daima daha değerlidir.

Ve Türkiye…

Türkiye, yüzyıllardır farklı halkların, inançların, kültürlerin yaşadığı bir medeniyetler köprüsüdür. Bu toprakların ihtiyacı olan, geçmişin acılarını değil, geleceğin umutlarını büyütmektir. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkes’iyle; Alevi’siyle, Sünni’siyle bir arada yaşamayı başarmış bu millet, barışın yükünü de, sorumluluğunu da omuzlayacak güçtedir.

Türkiye, barışa mecbur olmasa da barışa muhtaçtır. Ve bu topraklarda barış yeşerirse, sadece Türkiye değil, bütün bölge bundan olumlu yönde etkilenecektir.

Bütün dünya için olduğu gibi, Türkiye için de barış mümkündür. Barış gereklidir. Ve barış, bu toprakların en büyük umududur.

Saygılarımla…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: