Ramazan: Açlık mı, Uyanış mı?
Kaç defa kalbimizin sesine kulak veriyoruz? Ramazan, bize bu soruları sorabilme cesareti veren bir aydır.
Her yıl Ramazan geldiğinde, birçoğumuz aynı döngüye giriyoruz. Oruç tutuyor, iftar sofralarında buluşuyor, teravih namazlarına gidiyor, sahurun bereketini konuşuyoruz. Ama acaba Ramazan’ı gerçekten idrak ediyor muyuz? Yoksa onu yalnızca bir gelenek, bir ritüel olarak mı yaşıyoruz?
Oruç, aç kalmak değildir. Çünkü açlık, sadece fiziksel bir durumdur; oysa oruç, zihinsel ve ruhsal bir arınış olmalıdır. Gün boyu aç ve susuz kalan biri, sadece akşam ezanını bekliyorsa, aslında orucun özünden ne kadar uzak olduğunu fark edemez. Oruç, insanı kendisiyle yüzleştirmelidir. Açlık hissettiğimizde, açlık çekenleri ne kadar hatırlıyoruz? Sabırdan bahsederken, gerçekten sabırlı bir insan olabiliyor muyuz?
Ramazan ayı, tüketim çağında unuttuğumuz en büyük hakikati hatırlatıyor: İnsan, sadece maddeden ibaret değildir. Bugün dünyanın birçok yerinde insanlar lüks sofralar kurarken, başkaları bir lokma ekmeğe muhtaç.
Peki, biz bu çelişkinin farkında mıyız? Oruç, bu farkındalığı bize kazandırmak için bir vesile değil midir?
Bir düşünelim… Günlük hayatımızda kaç defa gerçekten durup nefes alıyoruz? Kaç defa kendimizi sorguluyoruz? Kaç defa kalbimizin sesine kulak veriyoruz? Ramazan, bize bu soruları sorabilme cesareti veren bir aydır. Çünkü oruç, yalnızca bedeni değil, zihni ve ruhu da beslemelidir.
Belki de bu ay, iç dünyamızla yüzleşmek için bir fırsattır. Belki de gerçekten neyin peşinde koştuğumuzu sorgulamalıyız. Oruç, sadece yemek ve içmekten uzak durmaksa, biz neyi değiştirmiş oluyoruz? Ama eğer oruç, insanın kendisini dönüştürmesi, içindeki kötülükleri terk etmesi ve yeni bir bilinçle hayata bakmasıysa, işte o zaman gerçek anlamını bulur.
Ramazan bir öğretmendir; ama biz ondan gerçekten ders alabiliyor muyuz? Aç kalmayı öğreniyoruz, ama açın hâlinden anlamayı öğrenebiliyor muyuz? Sofralar kuruyoruz, ama paylaşmayı gerçekten içselleştirebiliyor muyuz? Dualar ediyoruz, ama içimizdeki kibri, bencilliği, öfkeyi terk edebiliyor muyuz?
Bu Ramazan, ezberlerimizi bozma vakti olsun. Bir ay boyunca sadece aç kalmayalım; düşünelim, sorgulayalım, değişelim. Çünkü oruç, sadece midemize değil, ruhumuza da tutulmalıdır.
Ramazan’ın bizi gerçek anlamda değiştirmesi dileğiyle…
Sevgilerimle.